Verdant İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı
Verdant Nedir?
Verdant, yeşil, verimli ve canlı anlamlarına gelir.
Örnek Cümleler:
- The verdant trees sway gently in the breeze. (Yeşil ağaçlar hafifçe esen rüzgarda sallanıyor.)
- The verdant fields stretched out as far as the eye could see. (Verimli tarlalar gözün görebileceği kadar uzanıyordu.)
- The garden was a verdant oasis in the middle of the city. (Bahçe, şehrin ortasında yeşil bir vaha gibiydi.)
- The verdant hills were dotted with wildflowers. (Yeşil tepeler, yabani çiçeklerle doluydu.)
- The park was a verdant paradise for joggers and picnickers. (Park, koşucular ve piknikçiler için yeşil bir cennetti.)
- The verdant meadow was home to a variety of wildlife. (Verimli çayır, çeşitli yaban hayatının eviydi.)
- The verdant forests are being threatened by deforestation. (Yeşil ormanlar, ormancılıkla tehdit altındadır.)
- The verdant landscape was breathtakingly beautiful. (Verimli manzara nefes kesici derecede güzeldi.)
- The verdant pastures provided ample grazing for the cows. (Verimli otlaklar, inekler için bol otlama sağladı.)
- The verdant vineyards produce some of the finest wines in the region. (Verimli bağlar, bölgedeki en iyi şarapları üretir.)
- The verdant leaves of the plants shimmered in the sunlight. (Bitkilerin yeşil yaprakları güneşte parıldıyordu.)
- The verdant valleys were dotted with small villages. (Verimli vadiler küçük köylerle doluydu.)
- The verdant lawns were perfect for a game of croquet. (Verimli çimler kroket oynamak için mükemmeldi.)
- The verdant forest was filled with the sounds of birds singing. (Yeşil orman kuşların şarkılarıyla doluydu.)
- The verdant gardens were meticulously maintained by the groundskeepers. (Bahçeler, bahçıvanlar tarafından titizlikle korunuyordu.)
- The verdant fields were ripe with harvestable crops. (Verimli tarlalar hasat edilebilir ürünlerle doluydu.)
- The verdant hillsides were covered in a blanket of wildflowers. (Yeşil yamaçlar yaban çiçekleri örtüsüyle kaplıydı.)
- The verdant meadows were home to grazing sheep. (Verimli çayırlar otlayan koyunların eviydi.)
- The verdant landscape was the perfect setting for a romantic picnic. (Verimli manzara romantik bir piknik için mükemmel bir ortamdı.)
- The verdant forests provided a cool respite from the summer heat. (Yeşil ormanlar, yaz sıcağından serin bir mola sağladı.)
Türkçe Karşılıklar:
- Yeşil
- Verimli
- Yeşil
- Yeşil
- Yeşil
- Verimli
- Yeşil
- Nefes kesici güzellikte
- Verimli
- Verimli
- Yeşil
- Verimli
- Verimli
- Yeşil
- Yeşil
- Verimli
- Yeşil
- Verimli
- Romantik
- Serin
Nota bene: Türkçe karşılıklar, cümlelerin bağlamına göre değişebilir ve farklı anlamlar taşıyabilir. Yukarıdaki örneklerde verilen Türkçe karşılıklar, cümlelerin genel anlamını yansıtmaktadır.
Hemen Yorum Yaz