Verbal İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Verbal İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Verbal İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Verbal kelimesi, fiili ya da sözlü olan anlamına gelir. İngilizce cümle içinde sıklıkla kullanılır ve farklı anlamlar taşıyabilir. İşte, “verbal” kelimesinin kullanıldığı 20 örnek cümle:

  1. She has excellent verbal skills and can easily communicate with anyone. (Olağanüstü sözlü becerilere sahip ve herkesle kolayca iletişim kurabilir.)

  2. The coach gave us verbal instructions before the game. (Antrenör, oyundan önce bize sözlü talimatlar verdi.)

  3. The politician’s verbal attack on his opponent was uncalled for. (Politikacının rakibi üzerindeki sözlü saldırısı gereksizdi.)

  4. The teacher asked the students to give a verbal explanation of their answers. (Öğretmen öğrencilerden cevaplarının sözlü açıklamasını istedi.)

  5. The company’s verbal agreement with the supplier was not legally binding. (Şirketin tedarikçi ile yaptığı sözlü anlaşma yasal olarak bağlayıcı değildi.)

  6. The doctor’s verbal reassurance helped ease the patient’s anxiety. (Doktorun sözlü güvencesi hastanın kaygısını azaltmaya yardımcı oldu.)

  7. The coach’s verbal abuse of the players was unacceptable. (Antrenörün oyunculara yönelik sözlü tacizi kabul edilemezdi.)

  8. The verbal communication between the two parties was poor, leading to misunderstandings. (İki taraf arasındaki sözlü iletişim zayıftı, bu da yanlış anlamalara neden oldu.)

  9. The company’s verbal warning to the employee was not enough, so they had to terminate his employment. (Şirketin çalışana verdiği sözlü uyarı yeterli değildi, bu yüzden istihdamını sonlandırmak zorunda kaldılar.)

  10. She prefers verbal instructions rather than written ones. (Yazılı talimatlar yerine sözlü talimatları tercih ediyor.)

  11. The defendant’s verbal testimony in court was critical to the case. (Davalının mahkemede verdiği sözlü tanıklık davada kritikti.)

  12. The verbal exchange between the two rivals was heated and intense. (İki rakip arasındaki sözlü alışveriş sıcak ve yoğundu.)

  13. The speaker’s verbal delivery was engaging and captivating. (Konuşmacının sözlü sunumu çekici ve büyüleyiciydi.)

  14. The coach praised the team’s verbal communication during the game. (Antrenör, takımın oyunda gösterdiği sözlü iletişimi övdü.)

  15. The verbal contract between the landlord and the tenant was legally binding. (Ev sahibi ile kiracı arasındaki sözlü sözleşme yasal olarak bağlayıcıydı.)

  16. The student’s verbal response to the teacher’s question was incorrect. (Öğrencinin öğretmenin sor

usuna verdiği sözlü cevap yanlıştı.)

  1. The actor’s verbal performance in the play was outstanding. (Oyuncunun oyunun içindeki sözlü performansı mükemmeldi.)

  2. The team’s verbal agreement to work together was a key factor in their success. (Takımın birlikte çalışmak için yaptığı sözlü anlaşma, başarısında önemli bir faktördü.)

  3. The job applicant’s verbal skills were evaluated during the interview. (İş başvurusu yapan kişinin sözlü becerileri görüşme sırasında değerlendirildi.)

  4. The customer’s verbal complaint about the service was addressed by the manager. (Müşterinin hizmetle ilgili sözlü şikayeti yönetici tarafından ele alındı.)

(Not: Türkçe karşılıklar cümlelerin sonunda parantez içinde verilmiştir.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.