Venturesome İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Venturesome İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Venturesome (Maceracı) İle İlgili Cümleler:

Venturesome kelimesi “cesur ve risk alan” anlamına gelmektedir.

1. She’s a venturesome woman who loves to try new things. (O, yeni şeyler denemeyi seven cesur bir kadındır.)
2. He embarked on a venturesome journey to climb the highest mountain in the world. (O, dünyanın en yüksek dağını tırmanmak için cesur bir yolculuğa çıktı.)
3. The venturesome entrepreneur invested all her savings in a new business. (Maceracı girişimci, tüm birikimlerini yeni bir işe yatırdı.)
4. He was a venturesome explorer who discovered new lands and cultures. (O, yeni topraklar ve kültürler keşfeden cesur bir kaşifti.)
5. Her venturesome spirit led her to take on challenging projects at work. (Maceracı ruhu, zorlu projeleri üstlenmesine yol açtı.)
6. The venturesome group of friends decided to go bungee jumping together. (Maceracı arkadaş grubu, birlikte bungee jumping yapmaya karar verdi.)
7. The venturesome athlete attempted to break the world record in the high jump. (Cesur sporcu, yüksek atlama dünya rekorunu kırmaya çalıştı.)
8. The venturesome traveler ventured into the jungle alone. (Maceracı gezgin, tek başına ormana girdi.)
9. She was known for her venturesome spirit and daring attitude. (O, cesur ruhu ve cesur tutumuyla tanınıyordu.)
10. The company’s venturesome strategy paid off in the end. (Şirketin maceracı stratejisi sonunda karşılığını verdi.)
11. The venturesome couple decided to quit their jobs and travel the world. (Maceracı çift, işlerinden ayrılıp dünya turuna çıkmaya karar verdi.)
12. He was a venturesome investor who was willing to take risks for high returns. (O, yüksek getiriler için risk almaya istekli bir maceracı yatırımcıydı.)
13. The group of friends had a venturesome night out in the city. (Arkadaş grubu, şehirde maceracı bir gece geçirdi.)
14. The young and venturesome startup made waves in the tech industry. (Genç ve maceracı bir girişim, teknoloji endüstrisinde dalgalar yarattı.)
15. Her venturesome personality made her stand out from the crowd. (Onun maceracı kişiliği, kalabalıktan sıyrılmasını sağladı.)
16. The venturesome hiker explored the uncharted territory in the mountains. (Maceracı yürüyüşçü, dağlardaki keşfedilmemiş bölgeleri keşfetti.)
17. The venturesome musician experimented with different genres of music. (Maceracı müzisyen, farklı müzik türlerini denedi.)
18. The CEO’s venturesome decision to enter a new market paid off for the company. (CEO’nun yeni bir pazara g

19. The venturesome skydiver jumped out of the plane at 15,000 feet. (Maceracı paraşütçü, 15,000 fitte uçaktan atladı.)
20. Her venturesome nature led her to become a successful entrepreneur. (Maceracı doğası, başarılı bir girişimci olmasına yol açtı.)

(Türkçe anlamlar için cümlelerin sonuna bakınız.)