Venerable İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Venerable İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Venerable

Venerable, anlamı saygı duyulan, saygın, saygıdeğer olan demektir. Bu kelime genellikle yaşlı kişiler için kullanılsa da, aynı zamanda bir kişinin saygı duyulan bir konuma sahip olması durumunda da kullanılabilir.

Örnek cümleler:

  1. The venerable old man was highly respected in the community. (Saygıdeğer yaşlı adam toplulukta büyük saygı görüyordu.)
  2. The venerable monk sat in silence. (Saygıdeğer rahip sessizce oturdu.)
  3. She was regarded as a venerable expert in the field of literature. (O, edebiyat alanında saygıdeğer bir uzman olarak kabul ediliyordu.)
  4. The venerable professor gave an inspiring lecture. (Saygıdeğer profesör, ilham verici bir konferans verdi.)
  5. The venerable judge made a fair and just decision. (Saygıdeğer hakim adil ve doğru bir karar verdi.)
  6. The venerable church had stood for over 500 years. (Saygın kilise 500 yıldan fazla ayakta durmuştu.)
  7. The venerable historian had written several books on the subject. (Saygıdeğer tarihçi, konuyla ilgili birkaç kitap yazmıştı.)
  8. The venerable politician had a long and distinguished career. (Saygıdeğer politikacı uzun ve seçkin bir kariyere sahipti.)
  9. The venerable artist had created many beautiful works of art. (Saygıdeğer sanatçı birçok güzel sanat eseri yaratmıştı.)
  10. The venerable building was an important landmark in the city. (Saygın bina şehirde önemli bir referans noktasıydı.)
  11. The venerable tradition had been passed down for generations. (Saygın gelenek kuşaktan kuşağa aktarılmıştı.)
  12. The venerable company had a long history of success. (Saygıdeğer şirket, uzun bir başarı tarihine sahipti.)
  13. The venerable school had produced many famous alumni. (Saygın okul birçok ünlü mezun yetiştirmişti.)
  14. The venerable musician had won numerous awards throughout his career. (Saygıdeğer müzisyen kariyeri boyunca birçok ödül kazanmıştı.)
  15. The venerable institution was renowned for its high standards. (Saygın kurum yüksek standartlarıyla ünlüydü.)
  16. The venerable author had written several bestselling books. (Saygın yazar birkaç en çok satan kitap yazmıştı.)
  17. The venerable leader had earned the respect of his followers. (Saygıdeğer lider takipçilerinin saygısını kazanmıştı.)
  18. The venerable scientist had made groundbreaking discoveries. (Saygın bilim insanı devrim niteliğinde keşifler yapmıştı.)
  19. The venerable organization had helped thousands of people in need. (Saygın organizasyon, iht

iyaç sahibi binlerce insanın yardımına koşmuştu.)
20. The venerable statue was a symbol of the city’s rich history. (Saygın heykel şehrin zengin tarihini simgeliyordu.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.