Vast İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Vast İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Vast

Vast kelimesi “çok geniş, geniş alan veya büyük ölçekli” anlamlarına gelir.

Örnek cümleler:

  1. The vast majority of people prefer sunny weather. (Çok büyük çoğunluk güneşli havayı tercih eder.)
  2. The Sahara desert is vast and barren. (Sahara çölü çok geniş ve çorak.)
  3. The ocean seemed vast and endless as we sailed across it. (Deniz, üzerinde seyir ettiğimizde, çok geniş ve sonsuz görünüyordu.)
  4. The vast expanse of the Grand Canyon is breathtaking. (Büyük Kanyon’un genişliği nefes kesici.)
  5. The company has a vast network of distributors around the world. (Şirketin dünya çapında geniş bir bayi ağı var.)
  6. The artist created a vast mural on the side of the building. (Sanatçı bina duvarının yanına geniş bir duvar resmi yarattı.)
  7. The government is planning to build a vast new highway system. (Hükümet, geniş bir yeni otoyol sistemini inşa etmeyi planlıyor.)
  8. The vastness of the universe is difficult to comprehend. (Evrenin genişliği anlamak zordur.)
  9. The library has a vast collection of rare books. (Kütüphane nadir kitapların geniş bir koleksiyonuna sahiptir.)
  10. The concert attracted a vast crowd of music lovers. (Konser müzikseverlerin geniş bir kalabalığını çekti.)
  11. The Amazon rainforest is vast and full of biodiversity. (Amazon yağmur ormanı geniş ve biyoçeşitlilik açısından zengin.)
  12. The football stadium has a vast seating capacity. (Futbol stadyumu geniş bir oturma kapasitesine sahip.)
  13. The company’s profits have grown at a vast rate in recent years. (Şirketin karı son yıllarda büyük bir oranda arttı.)
  14. The castle was surrounded by vast moats and high walls. (Kale geniş hendekler ve yüksek duvarlarla çevriliydi.)
  15. The new shopping mall is a vast complex of stores and restaurants. (Yeni alışveriş merkezi, mağazalar ve restoranların geniş bir kompleksidir.)
  16. The task of cleaning up the entire house seemed vast and overwhelming. (Tüm evi temizlemenin görevi geniş ve ezici görünüyordu.)
  17. The vastness of the desert landscape made me feel small and insignificant. (Çöl manzarasının genişliği beni küçük ve önemsiz hissettirdi.)
  18. The research team gathered vast amounts of data on the subject. (Araştırma ekibi konuyla ilgili geniş miktarda veri topladı.)
  19. The city’s skyline was dominated by a vast skyscraper. (Şehrin silueti geniş bir gökdelen tarafından domine edildi.)
  20. The vast plains of the Midwest are known for their fertile soil and abundant crops. (Ortabatı’nın geniş ovaları, verimli topr

ı ve bol ürünleriyle bilinir.)

Bu örnek cümlelerde “vast” kelimesi, farklı anlamlar ve kullanımlarla kullanılmıştır. Bu cümlelerde “vast” kelimesi, çoğunluk, alan, ağ, koleksiyon, kalabalık, kompleks, veri, manzara, oturma kapasitesi, hendek, duvar, kar, yükseklik, hız, büyüklük, zenginlik, gibi anlamları ifade etmek için kullanılmıştır.

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.