Vase İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Vase İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Vase (Vazo) İle İlgili Cümleler

Vase, Türkçede “vazo” anlamına gelir. Vazo, çiçeklerin konulduğu, genellikle cam, seramik veya porselenden yapılan bir dekoratif objedir.

1. My grandmother has a beautiful antique vase in her living room. (Büyükannem salonunda güzel bir antika vazoya sahip.)
2. The vase is made of delicate porcelain and is quite valuable. (Vazo hassas porselenden yapılmış ve oldukça değerlidir.)
3. She filled the vase with a bouquet of fresh flowers from her garden. (Bahçesinden taze çiçeklerle dolu bir vazo hazırladı.)
4. The vase fell off the shelf and shattered into a million pieces. (Vazo raftan düştü ve milyonlarca parçaya ayrıldı.)
5. The vase was so heavy that I had to use both hands to carry it. (Vazo o kadar ağırdı ki iki elimle taşımak zorunda kaldım.)
6. She gave me a vase as a housewarming gift when I moved into my new apartment. (Yeni daireme taşındığımda bana bir hediye olarak bir vazo verdi.)
7. The vase was filled with water to keep the flowers fresh. (Çiçekleri taze tutmak için vazo suyla dolduruldu.)
8. The vase was decorated with intricate designs and patterns. (Vazo karmaşık tasarımlar ve desenlerle süslenmişti.)
9. The vase had a crack in it, but it was still usable. (Vazoda bir çatlak vardı, ama hala kullanılabilir durumdaydı.)
10. She put the vase on the windowsill so that it could catch the sunlight. (Vazoyu pencere pervazına koydu, böylece güneş ışınlarını yakalayabilirdi.)
11. The vase was so tall that it almost reached the ceiling. (Vazo o kadar uzundu ki neredeyse tavana kadar ulaşıyordu.)
12. The vase was a family heirloom that had been passed down for generations. (Vazo, nesiller boyunca aktarılan bir aile hatırasıydı.)
13. She bought a set of matching vases to decorate her mantelpiece. (Şöminesini süslemek için uyumlu bir vazo takımı satın aldı.)
14. The vase was filled with sand and seashells as a beach-themed centerpiece. (Vazo, bir plaj teması merkez parçası olarak kum ve deniz kabuklarıyla dolduruldu.)
15. The vase had a narrow neck that made it difficult to arrange the flowers inside. (Vazonun dar bir boyun kısmı, içindeki çiçekleri düzenlemeyi zorlaştırıyordu.)
16. She accidentally knocked over the vase and spilled water all over the floor. (Kazara vazoyu devirdi ve suyu tüm zemine döktü.)
17. The vase had a simple, elegant design that complemented the minimalist decor of the room. (Vazo, odanın minimalist dekorunu tamam

18. The vase was so fragile that it had to be packed carefully before shipping. (Vazo o kadar kırılgandı ki göndermeden önce dikkatlice paketlenmesi gerekiyordu.)
19. The vase had intricate hand-painted designs that took hours to complete. (Vazo, saatlerce süren karmaşık el boyaması tasarımlara sahipti.)
20. She placed the vase on the dining table as a centerpiece for her dinner party. (Akşam yemeği partisi için merkez parçası olarak vazoyu yemek masasına yerleştirdi.)

Vazo İle İlgili Örnek Diyalog

A: I love the vase on your mantelpiece. Where did you get it?

B: Thank you! I actually inherited it from my grandmother. It’s been in our family for generations.

A: It’s so beautiful. It must be worth a lot of money.

B: Yes, it’s quite valuable, but I would never sell it. It has sentimental value to me.

A: I can understand that. I have a vase that my mother gave me before she passed away. It’s not worth much, but it means a lot to me.

B: That’s lovely. Do you have it on display?

A: Yes, I keep it on my bedside table. It reminds me of her every day.

B: That’s a nice way to remember her. I think that’s the beauty of vases – they can hold memories and emotions, as well as flowers.