Upturned İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Upturned İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Upturned Nedir?

Upturned, İngilizce bir sıfat olup, “yukarı doğru dönük” veya “ters çevrilmiş” anlamına gelir.

Örnek Cümleler:

  1. Her upturned boat was evidence of the storm’s power. (Her ters çevrilmiş tekne, fırtınanın gücünün kanıtıydı.)
  2. He saw an upturned table in the middle of the room. (O, odanın ortasında ters çevrilmiş bir masa gördü.)
  3. The upturned soil revealed a buried treasure. (Ters çevrilmiş toprak gömülü bir hazinenin ortaya çıkmasına neden oldu.)
  4. The little girl had an upturned nose and a big smile. (Küçük kızın kalkık bir burunu ve büyük bir gülümsemesi vardı.)
  5. The upturned collar of his jacket protected him from the cold wind. (Ceketinin kalkık yaka kısmı soğuk rüzgardan koruyordu.)
  6. The upturned corners of her mouth showed that she was happy. (Ağzının kalkık kenarları mutlu olduğunu gösteriyordu.)
  7. He had an upturned mustache that made him look like a cartoon villain. (Kalkık bir bıyığı vardı ve çizgi film kötü adamına benziyordu.)
  8. The upturned brim of his hat shielded his eyes from the sun. (Şapkasının kalkık kenarı, gözlerini güneşten korudu.)
  9. The upturned edge of the paper caught her attention. (Kağıdın kalkık kenarı dikkatini çekti.)
  10. She wore an upturned collar on her blouse, which was very fashionable at the time. (O zamanlar çok moda olan gömleğinde kalkık bir yaka vardı.)
  11. The upturned corners of his mouth made him look mischievous. (Ağzının kalkık kenarları onu yaramaz görünmesine neden oldu.)
  12. The upturned handle of the teapot made it easy to pour. (Çaydanlığın kalkık sapı dökmeyi kolaylaştırdı.)
  13. The upturned chair legs made it unstable. (Ters çevrilmiş sandalye bacakları onu kararsız hale getirdi.)
  14. She had an upturned chin that gave her a confident look. (Kalkık bir çenesi vardı ve kendine güvenen bir görünüm veriyordu.)
  15. The upturned end of the nail made it difficult
  1. The upturned end of the nail made it difficult to remove. (Çivilenin kalkık ucu çıkarmayı zorlaştırdı.)
  2. The upturned petals of the flower were beautiful. (Çiçeğin kalkık taç yaprakları çok güzeldi.)
  3. The upturned corners of the book cover indicated that it had been well-loved. (Kitap kapağının kalkık kenarları, sevildiğini gösteriyordu.)
  4. The upturned nose of the actor made him easily recognizable. (Oyuncunun kalkık burnu, onu kolayca tanınır hale getirdi.)
  5. The upturned sleeves of the shirt gave it a casual look. (Gömleğin kalkık kolları ona rahat bir görünüm verdi.)
  6. The upturned corners of the mouthpiece made it easier to play the saxophone. (Ağızlığın kalkık kenarları, saksofon çalmayı kolaylaştırdı.)

(Tüm örnek cümlelerde İngilizce kelime kalın ve mavi olarak yazılmıştır.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.