Upper Hand İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Upper Hand İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Upper Hand Nedir?

Upper hand, bir durumda ya da bir mücadelede daha güçlü olan tarafın sahip olduğu avantajdır. Bu avantaj, daha iyi bir konumda olmak, daha fazla kaynağa sahip olmak ya da daha fazla bilgiye sahip olmak gibi farklı şekillerde ortaya çıkabilir.

20 Örnek Cümle

  1. Jane had the upper hand in the negotiations and was able to secure a better deal. (Jane müzakerelerde üstünlüğü elde etti ve daha iyi bir anlaşma sağlayabildi.)
  2. The home team had the upper hand in the game and won easily. (Ev sahibi takım oyunun kontrolünü elinde tuttu ve kolayca kazandı.)
  3. With her experience, Sarah has the upper hand in this job interview. (Sarah’ın deneyimiyle, bu iş görüşmesinde üstünlüğü var.)
  4. The company with the most resources had the upper hand in the market. (En fazla kaynağa sahip olan şirket piyasada üstünlüğü elde etti.)
  5. Despite his opponent’s efforts, Tom had the upper hand throughout the boxing match. (Olasılıklara rağmen, Tom boks maçının tamamında rakibinin üstünde bir konumda kaldı.)
  6. The government’s access to classified information gave it the upper hand in the negotiations. (Hükümetin gizli bilgilere erişimi müzakerelerde üstünlüğü sağladı.)
  7. The company’s innovative product gave it the upper hand over its competitors. (Şirketin yenilikçi ürünü rakipleri karşısında üstünlük sağladı.)
  8. By studying every day, John had the upper hand over his classmates in the final exam. (Her gün çalışarak, John final sınavında sınıf arkadaşlarına karşı üstünlüğü elde etti.)
  9. The more experienced team had the upper hand in the championship game. (Daha deneyimli takım şampiyonluk maçında üstünlüğü elde etti.)
  10. By arriving early, Susan had the upper hand in finding a good seat for the concert. (Erken gelerek, Susan konserde iyi bir yer bulmada üstünlüğü elde etti.)
  11. With her charisma and charm, Lisa had the upper hand in the job interview. (Karizması ve çekiciliğiyle, Lisa iş görüşmesinde üstünlüğü elde etti.)
  12. The army with better weapons had the upper hand in the battle. (Daha iyi silahlara sahip olan ordu savaşta üstünlüğü elde etti.)
  13. With his knowledge of the subject, Alex had the upper hand in the debate. (Konuya hakimiyetiyle, Alex tartışmada üstünlüğü elde etti.)
  14. The company with more funding had the upper hand in the startup competition. (Daha fazla finansmana sahip olan şirket, girişimcilik yarışmasında üstünlüğü el
  1. Despite the rain, the team with better ball control had the upper hand in the soccer match. (Yağmuruna rağmen, top kontrolünde daha iyi olan takım futbol maçında üstünlüğü elde etti.)
  2. By studying the market trends, the investor had the upper hand in making profitable investments. (Piyasa trendlerini inceleyerek, yatırımcı karlı yatırımlar yapmada üstünlüğü elde etti.)
  3. The team with better communication had the upper hand in the group project. (Daha iyi iletişim kuran ekip, grup projesinde üstünlüğü elde etti.)
  4. The candidate with more experience had the upper hand in the job application process. (Daha fazla deneyimi olan aday iş başvuru sürecinde üstünlüğü elde etti.)
  5. By understanding the client’s needs, the salesperson had the upper hand in closing the deal. (Müşterinin ihtiyaçlarını anlayarak, satış elemanı anlaşmayı sağlamada üstünlüğü elde etti.)
  6. With her athletic abilities, Emily had the upper hand in the track and field competition. (Spor yeteneğiyle, Emily atletizm yarışmalarında üstünlüğü elde etti.)

Türkçe Karşılıklar

  1. Jane müzakerelerde üstünlüğü elde etti ve daha iyi bir anlaşma sağlayabildi.
  2. Ev sahibi takım oyunun kontrolünü elinde tuttu ve kolayca kazandı.
  3. Sarah’ın deneyimiyle, bu iş görüşmesinde üstünlüğü var.
  4. En fazla kaynağa sahip olan şirket piyasada üstünlüğü elde etti.
  5. Olasılıklara rağmen, Tom boks maçının tamamında rakibinin üstünde bir konumda kaldı.
  6. Hükümetin gizli bilgilere erişimi müzakerelerde üstünlüğü sağladı.
  7. Şirketin yenilikçi ürünü rakipleri karşısında üstünlük sağladı.
  8. Her gün çalışarak, John final sınavında sınıf arkadaşlarına karşı üstünlüğü elde etti.
  9. Daha deneyimli takım şampiyonluk maçında üstünlüğü elde etti.
  10. Erken gelerek, Susan konserde iyi bir yer bulmada üstünlüğü elde etti.
  11. Karizması ve çekiciliğiyle, Lisa iş görüşmesinde üstünlüğü elde etti.
  12. Daha iyi silahlara sahip olan ordu savaşta üstünlüğü elde etti.
  13. Konuya hakimiyetiyle, Alex tartışmada üstünlüğü elde etti.
  14. Daha fazla finansmana sahip olan şirket, girişimcilik yarışmasında üstünlüğü

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.