Upheavel İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Upheavel İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Upheaval

Upheaval, anlamı itibariyle büyük değişim, karmaşa, sarsıntı anlamlarına gelir. Aşağıda, “upheaval” kelimesinin 20 örnek cümlede İngilizce kullanımını ve Türkçe çevirilerini görebilirsiniz.

1. The country is currently going through a period of upheaval. (Ülke şu anda bir dönem sarsıntı yaşıyor.)
2. The new policy will cause an upheaval in the education system. (Yeni politika, eğitim sisteminde büyük bir değişime neden olacak.)
3. The company is undergoing a major upheaval due to financial problems. (Firma, mali sorunlardan dolayı büyük bir sarsıntı yaşıyor.)
4. The political upheaval in the region has caused a refugee crisis. (Bölgedeki siyasi sarsıntı, bir mülteci krizine neden oldu.)
5. The sudden resignation of the CEO caused an upheaval in the company. (CEO’nun ani istifası, şirkette bir sarsıntıya neden oldu.)
6. The natural disaster caused an upheaval in the lives of the locals. (Doğal afet, yerlilerin hayatında büyük bir değişikliğe neden oldu.)
7. The upheaval in the stock market has affected the economy as a whole. (Borsadaki sarsıntı, ekonomiyi genel olarak etkiledi.)
8. The overthrow of the government led to a period of upheaval and instability. (Hükümetin devrilmesi, bir dönem sarsıntı ve istikrarsızlığa neden oldu.)
9. The revolution brought about an upheaval in the political and social structures of the country. (Devrim, ülkenin siyasi ve sosyal yapılarında büyük bir değişime neden oldu.)
10. The pandemic caused an upheaval in the global economy. (Pandemi, küresel ekonomide bir sarsıntıya neden oldu.)
11. The announcement of the new policy caused an upheaval in the stock market. (Yeni politikanın duyurulması, borsada bir sarsıntıya neden oldu.)
12. The hurricane caused an upheaval in the lives of the people living in the affected area. (Kasırga, etkilenen bölgede yaşayan insanların hayatında büyük bir değişikliğe neden oldu.)
13. The sudden death of the leader caused an upheaval in the political landscape of the country. (Liderin ani ölümü, ülkenin siyasi manzarasında bir sarsıntıya neden oldu.)
14. The war caused an upheaval in the lives of millions of people. (Savaş, milyonlarca insanın hayatında büyük bir değişikliğe neden oldu.)
15. The discovery of a new technology caused an upheaval in the industry. (Yeni bir teknolojinin keşfi, endüstride bir sarsıntıya neden oldu.)
16. The coup d’etat caused an upheaval in the

political system of the country. (Darbe, ülkenin siyasi sisteminde bir sarsıntıya neden oldu.)
17. The earthquake caused an upheaval in the infrastructure of the city. (Deprem, şehrin altyapısında bir sarsıntıya neden oldu.)

18. The company’s bankruptcy caused an upheaval in the job market. (Firmanın iflası, iş piyasasında bir sarsıntıya neden oldu.)
19. The social upheaval led to widespread protests and demonstrations. (Sosyal sarsıntı, geniş çaplı protesto ve gösterilere neden oldu.)
20. The cultural upheaval of the 1960s brought about significant changes in society. (1960’ların kültürel sarsıntısı, toplumda önemli değişikliklere neden oldu.)