Unyielding İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Unyielding İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Unyielding Nedir?

Unyielding, Türkçe anlamıyla “dirençli, boyun eğmeyen, pes etmeyen” anlamlarına gelir. Bir kişinin tutkulu, kararlı ve dirençli olduğunu ifade etmek için kullanılır.

Örnek Cümleler:

1. She showed unyielding determination to finish the marathon. (Maratonu bitirmek için kararlılıkla direndi.)
2. His unyielding attitude caused a lot of conflict in the workplace. (Kararlı tavrı iş yerinde birçok çatışmaya neden oldu.)
3. The unyielding nature of the rock made it difficult to build a road. (Kayaların direnci yol yapımını zorlaştırdı.)
4. Despite the unyielding resistance of the enemy, they managed to capture the city. (Düşmanın kararlı direnişine rağmen, şehri ele geçirmeyi başardılar.)
5. The unyielding support of her family gave her the strength to overcome her illness. (Ailesinin kararlı desteği, hastalığı yenmek için ona güç verdi.)
6. He faced unyielding opposition from the board of directors when he proposed the new idea. (Yeni fikrini önerdiğinde yönetim kurulundan kararlı bir muhalefetle karşılaştı.)
7. The unyielding sun made it almost impossible to work outside. (Kararlı güneş dışarıda çalışmayı neredeyse imkansız hale getirdi.)
8. Despite the unyielding challenges, he never gave up on his dreams. (Kararlı zorluklara rağmen, hayallerinden asla vazgeçmedi.)
9. The unyielding rules of the school made it difficult for students to express themselves. (Okulun kararlı kuralları, öğrencilerin kendilerini ifade etmelerini zorlaştırdı.)
10. Her unyielding commitment to her principles earned her the respect of her colleagues. (İlkelerine kararlılıkla bağlılığı, meslektaşlarının saygısını kazandı.)
11. The unyielding pressure from his parents made him feel trapped and helpless. (Ebeveynlerinden gelen kararlı baskı, kendini tutsak ve çaresiz hissetmesine neden oldu.)
12. Despite the unyielding rain, the rescue team continued their search for the missing hikers. (Kararlı yağmura rağmen, kurtarma ekibi kaybolan yürüyüşçülerin aramalarına devam etti.)
13. His unyielding belief in justice motivated him to become a lawyer. (Adalet inancına kararlılığı, avukat olmasını motive etti.)
14. The unyielding pace of the project left the team feeling exhausted and burnt out. (Projenin kararlı tempoluğu, takımı yorgun ve tükenmiş hissettirdi.)
15. Despite the unyielding criticism from the media, he stood by his decision. (Medyanın kararlı eleştirilerine rağmen, kararının arkasında durdu.)
16

  1. The unyielding loyalty of his dog never failed to amaze him. (Köpeğinin kararlı sadakati onu her zaman şaşırtmayı başardı.)
  2. Her unyielding determination to succeed made her stand out from her peers. (Başarılı olmak için kararlılığı, yaşıtlarından öne çıkardı.)
  3. Despite the unyielding snowstorm, they managed to reach their destination on time. (Kararlı kar fırtınasına rağmen, hedeflerine zamanında ulaşmayı başardılar.)
  4. The unyielding grip of the wrestler left his opponent struggling to break free. (Güreşçinin kararlı tutuşu, rakibini serbest bırakmaya çalışırken zorladı.)
  5. Despite the unyielding challenges, the team’s unshakeable determination led them to victory. (Kararlı zorluklara rağmen, takımın sarsılmaz kararlılığı onları zaferle sonuçlandırdı.)

Türkçe Karşılıkları:

1. dirençli, kararlı
2. boyun eğmeyen, pes etmeyen
3. dirençli
4. kararlı
5. kararlı
6. kararlı
7. kararlı
8. kararlı
9. kararlı
10. kararlı
11. kararlı
12. kararlı
13. kararlı
14. kararlı
15. kararlı
16. kararlı, sadık
17. kararlı
18. kararlı
19. kararlı
20. sarsılmaz kararlılık

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.