Untainted İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı
Untainted ne demek?
Untainted kelimesi “lekesiz, kirletilmemiş, temiz” anlamına gelir.
Örnek Cümleler:
- The untainted snow on the mountain was breathtaking. (Dağdaki lekesiz kar nefes kesiciydi.)
- We only use untainted ingredients in our food. (Yemeğimizde sadece lekesiz malzemeler kullanıyoruz.)
- The untainted innocence of the child was heartwarming. (Çocuğun lekesiz masumiyeti yürek ısıtıcıydı.)
- She had an untainted reputation in the community. (Toplulukta lekesiz bir itibarı vardı.)
- The untainted sky was a perfect shade of blue. (Lekesiz gökyüzü mükemmel bir mavi tondaydı.)
- The artist’s untainted creativity was inspiring. (Sanatçının lekesiz yaratıcılığı ilham vericiydi.)
- We need to find a way to keep our water supply untainted. (Su kaynağımızı lekesiz tutmak için bir yol bulmamız gerekiyor.)
- The company promised to provide untainted information to their customers. (Şirket müşterilerine lekesiz bilgi sağlamayı vaat etti.)
- The untainted love between the couple was evident in their actions. (Çift arasındaki lekesiz sevgi eylemlerinde belli oluyordu.)
- The journalist’s untainted reporting was highly respected. (Gazetecinin lekesiz haberciliği çok saygı duyuluyordu.)
- We should strive to keep our environment untainted for future generations. (Gelecek nesiller için çevremizi lekesiz tutmak için çaba göstermeliyiz.)
- The untainted beauty of nature was breathtaking. (Doğanın lekesiz güzelliği nefes kesiciydi.)
- The company was accused of using untainted business practices. (Şirket lekesiz iş uygulamaları kullanmakla suçlandı.)
- The untainted honesty of the politician was refreshing. (Politikacının lekesiz dürüstlüğü ferahlatıcıydı.)
- The artist’s untainted passion for his work was evident in every stroke of the brush. (Sanatçının işine olan lekesiz tutkusu her fırça darbesinde belli oluyordu.)
- The untainted loyalty of the dog to its owner was heartwarming. (Köpeğin sahibine lekesiz sadakati yürek ısıtıcıydı.)
- The restaurant prides itself on using only untainted ingredients. (Restoran sadece lekesiz malzemeler kullanmaktan gurur duyuyor.)
- The untainted purity of the water in the lake was impressive. (Göldeki suyun lekesiz safiyeti etkileyiciydi.)
- The company’s untainted reputation was tarnished by the scandal. (Skandal şirketin lekesiz itibarını lekeledi.)
- The untainted joy of the children playing in the park was infectious. (Parkta oynayan çocukların
lekesiz sevinci bulaşıcıydı.)
Türkçe Karşılıklar:
- Dağdaki lekesiz kar nefes kesiciydi.
- Yemeğimizde sadece lekesiz malzemeler kullanıyoruz.
- Çocuğun lekesiz masumiyeti yürek ısıtıcıydı.
- Toplulukta lekesiz bir itibarı vardı.
- Lekesiz gökyüzü mükemmel bir mavi tondaydı.
- Sanatçının lekesiz yaratıcılığı ilham vericiydi.
- Su kaynağımızı lekesiz tutmak için bir yol bulmamız gerekiyor.
- Şirket müşterilerine lekesiz bilgi sağlamayı vaat etti.
- Çift arasındaki lekesiz sevgi eylemlerinde belli oluyordu.
- Gazetecinin lekesiz haberciliği çok saygı duyuluyordu.
- Gelecek nesiller için çevremizi lekesiz tutmak için çaba göstermeliyiz.
- Doğanın lekesiz güzelliği nefes kesiciydi.
- Şirket lekesiz iş uygulamaları kullanmakla suçlandı.
- Politikacının lekesiz dürüstlüğü ferahlatıcıydı.
- Sanatçının işine olan lekesiz tutkusu her fırça darbesinde belli oluyordu.
- Köpeğin sahibine lekesiz sadakati yürek ısıtıcıydı.
- Restoran sadece lekesiz malzemeler kullanmaktan gurur duyuyor.
- Göldeki suyun lekesiz safiyeti etkileyiciydi.
- Skandal şirketin lekesiz itibarını lekeledi.
- Parkta oynayan çocukların lekesiz sevinci bulaşıcıydı.
Hemen Yorum Yaz