Unswayed İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Unswayed İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Unswayed (Türkçe anlamı: etkilenmemiş, sarsılmamış)

Unswayed kelimesi, bir kişinin ya da bir şeyin dış etkilere karşı dirençli ve kararlı olduğunu ifade etmek için kullanılır. İşte bu kelimeyi kullanarak örnek cümleler:

  1. Despite the criticism, she remained unswayed in her beliefs. (Eleştirilere rağmen, inançlarında etkilenmeden kalmıştı.)
  2. The evidence presented by the prosecution failed to sway the unswayed jury. (Davacı tarafından sunulan kanıtlar, etkilenmemiş jüriyi ikna edemedi.)
  3. He stood unswayed in the face of opposition from all sides. (Her taraftan gelen muhalefete rağmen, sarsılmadan ayakta durdu.)
  4. Her determination remained unswayed even when faced with numerous obstacles. (Çok sayıda engelle karşılaştığında bile kararlılığı sarsılmadı.)
  5. Despite the tempting offer, she was unswayed and refused to compromise her values. (Çekici teklife rağmen, etkilenmedi ve değerlerinden taviz vermedi.)
  6. The unswayed athlete pushed through the pain to win the race. (Etkilenmemiş sporcu, acıya rağmen yarışı kazanmak için mücadele etti.)
  7. The unswayed leader held fast to his principles, even in the face of opposition. (Etkilenmeyen lider, muhalefete rağmen prensiplerinden taviz vermedi.)
  8. Despite the persuasive arguments, the unswayed judge remained impartial. (İkna edici argümanlara rağmen, etkilenmemiş hakim tarafsız kaldı.)
  9. His unswayed confidence in himself helped him overcome the challenges he faced. (Kendine olan sarsılmaz güveni, karşılaştığı zorlukların üstesinden gelmesine yardımcı oldu.)
  10. The unswayed public remained skeptical of the politician’s promises. (Etkilenmeyen halk, siyasetçinin vaatlerine karşı şüpheci kaldı.)
  11. Despite the intense pressure, the unswayed CEO refused to compromise his company’s values. (Yoğun baskıya rağmen, etkilenmeyen CEO, şirketinin değerlerinden taviz vermek istemedi.)
  12. Her unswayed commitment to social justice drove her to pursue a career in law. (Sosyal adalet konusundaki kararlılığı, hukuk alanında kariyer yapmasına neden oldu.)
  13. The unswayed student remained focused on his studies, even with distractions around him. (Etkilenmeyen öğrenci, etrafındaki dikkat dağıtıcı faktörlere rağmen derslerine odaklandı.)
  14. The unswayed artist refused to compromise her vision, despite pressure from her sponsors. (Etkilenmeyen sanatçı, sponsorlarından gelen baskıya rağmen, vizyonundan taviz vermedi.)
  15. Despite the uncertain future,

the unswayed entrepreneur remained steadfast in pursuing her goals. (Belirsiz geleceğe rağmen, etkilenmeyen girişimci hedeflerini takip etmekte kararlı kaldı.)
16. The unswayed soldier stood firm in defending his country, even in the face of danger. (Etkilenmeyen asker, tehlike karşısında bile ülkesini savunmakta kararlı kaldı.)

  1. Despite the challenges, the unswayed team remained focused on achieving their objectives. (Zorluklara rağmen, etkilenmeyen takım hedeflerine odaklanmaya devam etti.)
  2. The unswayed scientist continued her research, despite skepticism from her peers. (Etkilenmeyen bilim insanı, meslektaşlarından gelen şüpheye rağmen araştırmalarına devam etti.)
  3. Despite the opposition, the unswayed activist continued to fight for her cause. (Muhalefete rağmen, etkilenmeyen aktivist nedeni için mücadele etmeye devam etti.)
  4. The unswayed voter remained committed to her values, even in the face of pressure from others. (Etkilenmeyen seçmen, başkalarının baskısına rağmen değerlerine bağlı kaldı.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.