Unmistakable İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Unmistakable İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Unmistakable (Aydınlatıcı, açık, net)

Unmistakable kelimesi, bir şeyin çok açık veya net olduğunu ifade etmek için kullanılır. Aşağıda, “unmistakable” kelimesini doğru şekilde kullanmak için 20 örnek cümle verilmiştir:

  1. The unmistakable scent of freshly baked bread wafted through the air. (Taze pişmiş ekmek kokusu havada belirgin bir şekilde yayıldı.)

  2. There was an unmistakable sadness in his eyes. (Gözlerinde belirgin bir üzüntü vardı.)

  3. The unmistakable sound of laughter filled the room. (Kahkaha sesleri odayı doldurdu.)

  4. Her unmistakable talent for art was apparent in every painting she created. (Sanat konusundaki belirgin yeteneği, yarattığı her resimde açıktı.)

  5. There was an unmistakable feeling of excitement in the air as the concert began. (Konsere başlamadan önce havada belirgin bir heyecan hissi vardı.)

  6. His unmistakable accent made it clear that he was from the South. (Belirgin aksanı, Güney’den geldiğini açıkça ortaya koydu.)

  7. The unmistakable presence of a police car outside the building caused a stir. (Binanın dışında belirgin bir şekilde polis arabası olduğu için kargaşa çıktı.)

  8. Her unmistakable smile lit up the room. (Onun belirgin gülümsemesi odayı aydınlattı.)

  9. The unmistakable warmth of the sun on her face made her feel alive. (Yüzünde hissettiği güneşin belirgin sıcaklığı, kendini canlı hissettirdi.)

  10. There was an unmistakable sense of unease in the room as they discussed the sensitive topic. (Hassas konuyu tartıştıklarında odada belirgin bir rahatsızlık hissi vardı.)

  11. The unmistakable beauty of the mountain range took her breath away. (Dağ silsilesinin belirgin güzelliği nefesini kesmişti.)

  12. His unmistakable voice echoed through the halls. (Belirgin sesi, koridorlarda yankılandı.)

  13. The unmistakable evidence of his guilt was presented in court. (Suçluluğuna dair belirgin kanıtlar mahkemeye sunuldu.)

  14. There was an unmistakable sense of relief in the air when the storm finally passed. (Fırtına sonunda geçtiğinde havada belirgin bir rahatlama hissi vardı.)

  15. The unmistakable taste of her mother’s cooking brought back happy memories. (Annesinin yemeklerinin belirgin tadı, mutlu anıları geri getirdi.)

  16. Her unmistakable grace and poise made her a natural performer.

  1. His unmistakable honesty and integrity earned him the respect of his colleagues. (Onun belirgin dürüstlüğü ve doğruluğu, meslektaşlarının saygısını kazandı.)

  2. The unmistakable excitement in her voice made it clear that she had good news to share. (Sesindeki belirgin heyecan, iyi haberler paylaşacağını açıkça ortaya koydu.)

  3. There was an unmistakable air of sophistication about her. (Onun havasında belirgin bir sofistikelik vardı.)

  4. The unmistakable message in his words was one of caution. (Sözlerindeki belirgin mesaj, dikkatli olunması gerektiğiydi.)

Türkçe:

  1. Taze pişmiş ekmek kokusu havada belirgin bir şekilde yayıldı.
  2. Gözlerinde belirgin bir üzüntü vardı.
  3. Kahkaha sesleri odayı doldurdu.
  4. Sanat konusundaki belirgin yeteneği, yarattığı her resimde açıktı.
  5. Konsere başlamadan önce havada belirgin bir heyecan hissi vardı.
  6. Belirgin aksanı, Güney’den geldiğini açıkça ortaya koydu.
  7. Binanın dışında belirgin bir şekilde polis arabası olduğu için kargaşa çıktı.
  8. Onun belirgin gülümsemesi odayı aydınlattı.
  9. Yüzünde hissettiği güneşin belirgin sıcaklığı, kendini canlı hissettirdi.
  10. Hassas konuyu tartıştıklarında odada belirgin bir rahatsızlık hissi vardı.
  11. Dağ silsilesinin belirgin güzelliği nefesini kesmişti.
  12. Belirgin sesi, koridorlarda yankılandı.
  13. Suçluluğuna dair belirgin kanıtlar mahkemeye sunuldu.
  14. Fırtına sonunda geçtiğinde havada belirgin bir rahatlama hissi vardı.
  15. Annesinin yemeklerinin belirgin tadı, mutlu anıları geri getirdi.
  16. Onun belirgin zarafeti ve duruşu, doğal bir performansçı yaptı.
  17. Onun belirgin dürüstlüğü ve doğruluğu, meslektaşlarının saygısını kazandı.
  18. Sesindeki belirgin heyecan, iyi haberler paylaşacağını açıkça ortaya koydu.
  19. Onun havasında belirgin bir sofistikelik vardı.
  20. Sözlerindeki belirgin mesaj, dikkatli olunması gerektiğiydi.

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.