Unmindful İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Unmindful İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Unmindful Nedir?

Unmindful, Türkçe karşılığı dikkatsiz veya düşüncesiz olan bir İngilizce sıfattır.

Örnek cümleler:

  1. She was completely unmindful of her surroundings. (O, etrafındaki her şeyden tamamen dikkatsizdi.)
  2. He was unmindful of the danger that lay ahead. (O, önünde yatan tehlikeden habersizdi.)
  3. The teacher was unmindful of the student’s learning difficulties. (Öğretmen, öğrencinin öğrenme zorluklarından habersizdi.)
  4. She drove unmindfully through the busy intersection. (O, yoğun kavşaktan dikkatsizce geçti.)
  5. He made the decision unmindful of the consequences. (Sonuçlardan habersiz olarak karar aldı.)
  6. She spoke unmindfully, not realizing the impact of her words. (Sözleriyle ilgili etkilerin farkında olmayarak düşüncesizce konuştu.)
  7. The company acted unmindfully, ignoring the environmental impact of its operations. (Şirket, işletmelerinin çevresel etkilerini göz ardı ederek düşüncesizce hareket etti.)
  8. The athlete continued to play unmindful of her injury, worsening it in the process. (Sakatlığına rağmen sporcumuz oynamaya devam etti, durumu daha da kötüleştirerek.)
  9. He signed the contract unmindfully, not realizing the terms and conditions. (Şartları ve koşulları fark etmeden, düşüncesizce sözleşmeyi imzaladı.)
  10. She scrolled through social media unmindfully, wasting hours of her time. (Sosyal medyada düşüncesizce gezinerek saatlerini boşa harcadı.)
  11. The company’s decision was unmindful of its employees’ needs and concerns. (Şirketin kararı, çalışanlarının ihtiyaçları ve endişeleri göz ardı ederek düşüncesizce alındı.)
  12. He walked unmindfully into the glass door, causing it to shatter. (O, cam kapıya düşüncesizce yürüyerek, onun kırılmasına neden oldu.)
  13. She continued to eat unmindfully, not realizing she was full. (Dolu olduğunun farkında olmadan, düşüncesizce yemeye devam etti.)
  14. The driver was unmindful of the pedestrians crossing the street. (Sokakta yaya geçidini kullanan yaya geçitlerinin farkında olmayan sürücü.)
  15. He spent his money unmindfully, not considering his future financial needs. (Gelecekteki finansal ihtiyaçlarını dikkate almadan, düşüncesizce parasını harcadı.)
  16. She made the decision unmindfully, not realizing the impact it would have on her family. (Ailesine nasıl bir etkisi olacağını fark etmeden, düşüncesizce karar aldı.)
  17. The company acted unmind

fully, not considering the long-term effects of its actions. (Şirket, eylemlerinin uzun vadeli etkilerini düşünmeden düşüncesizce hareket etti.)
18. He spoke unmindfully, not realizing how his words were affecting those around him. (Sözleriyle çevresindekileri nasıl etkilediğinin farkında olmadan, düşüncesizce konuştu.)

  1. She walked unmindfully into the street, narrowly avoiding getting hit by a car. (O, düşüncesizce sokakta yürüyerek, az kalsın bir araba tarafından çarpılıyordu.)
  2. The student completed his assignment unmindfully, resulting in numerous errors. (Ödevini düşüncesizce tamamlayan öğrenci, birçok hata yaparak sonuçlandırdı.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.