Unleash İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Unleash İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Unleash İle İlgili Cümleler

Unleash kelimesinin Türkçe anlamı: serbest bırakmak, ortaya çıkarmak

  1. Unleash your creativity and create something amazing! (Yaratıcılığınızı serbest bırakın ve harika bir şeyler oluşturun!)
  2. We need to unleash the power of the community to make a real change. (Gerçek bir değişim yapmak için topluluğun gücünü ortaya çıkarmamız gerekiyor.)
  3. The company decided to unleash a new product line next month. (Şirket, gelecek ay yeni bir ürün hattını piyasaya sürmeye karar verdi.)
  4. The storm unleashed its fury on the small town, causing massive damage. (Fırtına küçük kasabaya öfkesini gösterdi ve büyük hasara neden oldu.)
  5. It’s time to unleash your inner athlete and push yourself to the limit! (İçindeki sporcu ruhunu ortaya çıkarma zamanı geldi ve kendini sınırlarına kadar zorla!)
  6. The new coach promised to unleash the team’s full potential and lead them to victory. (Yeni antrenör, takımın tam potansiyelini ortaya çıkaracağına ve onları zaferle yönlendireceğine söz verdi.)
  7. The company’s marketing campaign unleashed a wave of enthusiasm among its customers. (Şirketin pazarlama kampanyası müşterileri arasında bir heyecan dalgası yarattı.)
  8. The new technology will unleash a revolution in the way we live and work. (Yeni teknoloji, yaşam ve çalışma şeklimizde bir devrim yaratacak.)
  9. The artist’s new album unleashed a flood of emotions in her fans. (Sanatçının yeni albümü hayranlarından bir duygu seli ortaya çıkardı.)
  10. The government is planning to unleash a series of reforms to improve the economy. (Hükümet, ekonomiyi iyileştirmek için bir dizi reform başlatmayı planlıyor.)
  11. The team’s star player was finally unleashed and scored the winning goal. (Takımın yıldız oyuncusu nihayet serbest bırakıldı ve galibiyet golünü attı.)
  12. The new CEO is determined to unleash the company’s potential and take it to the next level. (Yeni CEO, şirketin potansiyelini ortaya çıkarmaya kararlı ve onu bir sonraki se

viyeye taşımak istiyor.)
13. The company’s decision to unleash a new marketing strategy paid off, as sales increased significantly. (Şirketin yeni bir pazarlama stratejisi ortaya çıkarmaya karar vermesi büyük ölçüde satışların artmasıyla sonuçlandı.)

  1. The coach’s decision to unleash the team’s younger players proved to be a wise move. (Antrenörün takımın genç oyuncularını serbest bırakma kararı akıllıca bir hareket olarak kanıtlandı.)
  2. The artist’s new exhibit unleashed a wave of inspiration and creativity in the art world. (Sanatçının yeni sergisi sanat dünyasında bir ilham ve yaratıcılık dalgası ortaya çıkardı.)
  3. The new software will unleash a whole new set of features that users will love. (Yeni yazılım kullanıcıların seveceği tamamen yeni bir özellik seti ortaya çıkaracak.)
  4. The team’s coach urged his players to unleash their full potential and give it their all. (Takımın antrenörü oyuncularına tam potansiyellerini ortaya çıkarmalarını ve her şeylerini vermelerini tavsiye etti.)
  5. The new restaurant unleashed a wave of excitement in the local food scene. (Yeni restoran yerel yemek sahnesinde bir heyecan dalgası yarattı.)
  6. The CEO’s bold move to unleash the company’s resources and invest in new technology paid off in the long run. (CEO’nun şirketin kaynaklarını ortaya çıkarma ve yeni teknolojilere yatırım yapma cesareti uzun vadede ödülünü verdi.)
  7. The speaker urged the audience to unleash their inner potential and make a positive impact in the world. (Konuşmacı, izleyicilere içlerindeki potansiyeli ortaya çıkarmalarını ve dünyada olumlu bir etki yaratmalarını önerdi.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.