Unite İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Unite İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Unite

Unite kelimesi “birleşmek” veya “bir araya gelmek” anlamına gelir. Aşağıda, Unite kelimesinin kullanıldığı 20 örnek cümle bulabilirsiniz.

  1. We must unite to fight against climate change. (İklim değişikliğine karşı mücadele etmek için birleşmeliyiz.)
  2. The country united under one flag. (Ülke, tek bir bayrak altında birleşti.)
  3. The two companies have decided to unite their resources. (İki şirket, kaynaklarını birleştirmeye karar verdiler.)
  4. We need to unite our efforts to achieve our goals. (Hedeflerimize ulaşmak için çabalarımızı birleştirmemiz gerekiyor.)
  5. The political parties must unite for the sake of the country. (Siyasi partiler, ülkenin menfaati için birleşmelidir.)
  6. The concert united music lovers from all over the city. (Konser, şehrin her yerinden müzikseverleri bir araya getirdi.)
  7. The coach tried to unite the team by organizing team-building activities. (Antrenör, takımı birleştirmek için takım çalışması etkinlikleri düzenleyerek denedi.)
  8. The strike united the workers against the management. (Grev, işçileri yönetim karşısında birleştirdi.)
  9. The tragedy united the community in grief. (Trajedi, toplumu acıda birleştirdi.)
  10. The new government is trying to unite the country after years of division. (Yıllar süren ayrılıktan sonra, yeni hükümet ülkeyi birleştirmeye çalışıyor.)
  11. The project will unite scientists from different countries. (Proje, farklı ülkelerden bilim adamlarını bir araya getirecektir.)
  12. The team’s victory united the fans in celebration. (Takımın zaferi, taraftarları kutlamada birleştirdi.)
  13. The initiative aims to unite people of different faiths. (Girişim, farklı inançlara sahip insanları birleştirmeyi amaçlamaktadır.)
  14. The organization’s mission is to unite communities around the world. (Örgütün misyonu, dünya genelinde toplumları birleştirmektir.)
  15. The peace talks aim to unite the warring factions. (Barış görüşmeleri, savaşan grupları birleştirmeyi hedeflemektedir.)
  16. The band’s music united fans from all walks of life. (Grubun müziği, farklı yaşam tarzlarından hayranları birleştirdi.)
  17. The project aims to unite the neighborhood by creating a community garden. (Proje, bir topluluk bahçesi oluşturarak mahalleyi birleştirmeyi amaçlamaktadır.)
  18. The event united people of all ages in a common cause. (Etkinlik, her yaştan insanları ortak bir amaç için birleştirdi.)
  19. The disaster united the world in a global relief effort. (Felaket, dünyayı küresel

yardım çabasında birleştirdi.)
20. The teacher tried to unite the students by encouraging teamwork. (Öğretmen, takım çalışmasını teşvik ederek öğrencileri birleştirmeye çalıştı.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.