Uniquely İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı
Uniquely kelimesinin Türkçe Anlamı: Benzersiz bir şekilde
Uniquely kelimesi, bir şeyin ya da birinin diğerlerinden farklı ve benzersiz olduğunu ifade eder. Aşağıda, uniquely kelimesinin İngilizce örnek cümlelerini ve Türkçe anlamlarını bulabilirsiniz.
- Uniquely talented people can make a big difference in the world. (Benzersiz yeteneklere sahip insanlar dünya üzerinde büyük fark yaratabilirler.)
- This hotel is uniquely designed to resemble a ship. (Bu otel, gemi şeklinde benzersiz bir tasarıma sahiptir.)
- Each snowflake is uniquely formed and different from the others. (Her kar tanesi, benzersiz bir şekilde oluşur ve diğerlerinden farklıdır.)
- His art is uniquely expressive and thought-provoking. (Sanatı, benzersiz bir şekilde ifade edicidir ve düşündürücüdür.)
- This restaurant offers a uniquely French dining experience. (Bu restoran, benzersiz bir Fransız yemeği deneyimi sunar.)
- Her voice is uniquely beautiful and captivating. (Sesi benzersiz bir şekilde güzel ve etkileyicidir.)
- This film tells a uniquely American story. (Bu film, benzersiz bir Amerikan hikayesi anlatır.)
- The museum’s collection of artifacts is uniquely diverse. (Müzenin eser koleksiyonu, benzersiz bir çeşitliliğe sahiptir.)
- His approach to problem-solving is uniquely innovative. (Sorun çözme yaklaşımı benzersiz bir şekilde yenilikçidir.)
- This company’s culture is uniquely inclusive and welcoming. (Bu şirketin kültürü benzersiz bir şekilde kapsayıcı ve hoşgörülüdür.)
- Her sense of humor is uniquely quirky and offbeat. (Mizah anlayışı benzersiz bir şekilde tuhaf ve sıradışıdır.)
- This store sells uniquely handmade crafts from local artists. (Bu mağaza, yerel sanatçıların benzersiz el yapımı ürünlerini satmaktadır.)
- The town’s architecture is uniquely Mediterranean in style. (Kentin mimarisi, benzersiz bir Akdeniz tarzına sahiptir.)
- Her fashion designs are uniquely avant-garde and daring. (Moda tasarımları benzersiz bir şekilde avangart ve cesurdur.)
- This book offers a uniquely personal account of the author’s life. (Bu kitap, yazarın hayatına benzersiz bir şekilde
bakalım:
- The city’s music scene is uniquely diverse and vibrant. (Şehrin müzik sahnesi, benzersiz bir şekilde çeşitlilik ve canlılığa sahiptir.)
- This product is uniquely formulated to meet the needs of sensitive skin. (Bu ürün, hassas ciltlerin ihtiyaçlarını karşılamak üzere benzersiz bir şekilde formüle edilmiştir.)
- Her teaching style is uniquely engaging and interactive. (Öğretme tarzı benzersiz bir şekilde ilgi çekici ve etkileşimlidir.)
- The hotel’s rooftop bar offers a uniquely panoramic view of the city. (Otelin çatı katı barı, şehrin benzersiz bir şekilde panoramik manzarasını sunar.)
- This software provides a uniquely user-friendly interface for beginners. (Bu yazılım, başlangıç düzeyindeki kullanıcılar için benzersiz bir şekilde kullanıcı dostu bir arayüz sağlar.)
Hemen Yorum Yaz