Uniquely İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Uniquely İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Uniquely kelimesinin Türkçe Anlamı: Benzersiz bir şekilde

Uniquely kelimesi, bir şeyin ya da birinin diğerlerinden farklı ve benzersiz olduğunu ifade eder. Aşağıda, uniquely kelimesinin İngilizce örnek cümlelerini ve Türkçe anlamlarını bulabilirsiniz.

  1. Uniquely talented people can make a big difference in the world. (Benzersiz yeteneklere sahip insanlar dünya üzerinde büyük fark yaratabilirler.)
  2. This hotel is uniquely designed to resemble a ship. (Bu otel, gemi şeklinde benzersiz bir tasarıma sahiptir.)
  3. Each snowflake is uniquely formed and different from the others. (Her kar tanesi, benzersiz bir şekilde oluşur ve diğerlerinden farklıdır.)
  4. His art is uniquely expressive and thought-provoking. (Sanatı, benzersiz bir şekilde ifade edicidir ve düşündürücüdür.)
  5. This restaurant offers a uniquely French dining experience. (Bu restoran, benzersiz bir Fransız yemeği deneyimi sunar.)
  6. Her voice is uniquely beautiful and captivating. (Sesi benzersiz bir şekilde güzel ve etkileyicidir.)
  7. This film tells a uniquely American story. (Bu film, benzersiz bir Amerikan hikayesi anlatır.)
  8. The museum’s collection of artifacts is uniquely diverse. (Müzenin eser koleksiyonu, benzersiz bir çeşitliliğe sahiptir.)
  9. His approach to problem-solving is uniquely innovative. (Sorun çözme yaklaşımı benzersiz bir şekilde yenilikçidir.)
  10. This company’s culture is uniquely inclusive and welcoming. (Bu şirketin kültürü benzersiz bir şekilde kapsayıcı ve hoşgörülüdür.)
  11. Her sense of humor is uniquely quirky and offbeat. (Mizah anlayışı benzersiz bir şekilde tuhaf ve sıradışıdır.)
  12. This store sells uniquely handmade crafts from local artists. (Bu mağaza, yerel sanatçıların benzersiz el yapımı ürünlerini satmaktadır.)
  13. The town’s architecture is uniquely Mediterranean in style. (Kentin mimarisi, benzersiz bir Akdeniz tarzına sahiptir.)
  14. Her fashion designs are uniquely avant-garde and daring. (Moda tasarımları benzersiz bir şekilde avangart ve cesurdur.)
  15. This book offers a uniquely personal account of the author’s life. (Bu kitap, yazarın hayatına benzersiz bir şekilde

bakalım:

  1. The city’s music scene is uniquely diverse and vibrant. (Şehrin müzik sahnesi, benzersiz bir şekilde çeşitlilik ve canlılığa sahiptir.)
  2. This product is uniquely formulated to meet the needs of sensitive skin. (Bu ürün, hassas ciltlerin ihtiyaçlarını karşılamak üzere benzersiz bir şekilde formüle edilmiştir.)
  3. Her teaching style is uniquely engaging and interactive. (Öğretme tarzı benzersiz bir şekilde ilgi çekici ve etkileşimlidir.)
  4. The hotel’s rooftop bar offers a uniquely panoramic view of the city. (Otelin çatı katı barı, şehrin benzersiz bir şekilde panoramik manzarasını sunar.)
  5. This software provides a uniquely user-friendly interface for beginners. (Bu yazılım, başlangıç düzeyindeki kullanıcılar için benzersiz bir şekilde kullanıcı dostu bir arayüz sağlar.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.