Unharness İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Unharness İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Unharness kelimesinin Türkçe anlamı:

Unharness, Türkçe’de “tutulduğu veya bağlı olduğu şeylerden serbest bırakmak” anlamına gelir.

Örnek cümleler:

  1. She unharnessed her horse and let it graze in the field. (Atını serbest bıraktı ve onu çayırda otlamaya bıraktı.)
  2. The driver unharnessed the oxen and let them rest. (Sürücü öküzleri bağlarından çözüp dinlenmelerine izin verdi.)
  3. The firefighter had to unharness the equipment before he could enter the burning building. (İtfaiyeci, yanmakta olan binaya girmeden önce ekipmanını bağlarından çözmek zorunda kaldı.)
  4. The dog was unharnessed and allowed to run free in the park. (Köpek bağından çözüldü ve parkta serbestçe koşmasına izin verildi.)
  5. He had to unharness the cables from the old computer before he could install the new one. (Yeni olanını kurmadan önce, eski bilgisayardan kabloları serbest bırakması gerekiyordu.)
  6. The farmer unharnessed the plow horses and gave them a drink of water. (Çiftçi, pulluk atlarını serbest bıraktı ve onlara bir yudum su verdi.)
  7. The sailor had to unharness the ropes before he could raise the sails. (Denizci yelkenleri kaldırmadan önce halatları bağlarından çözmek zorunda kaldı.)
  8. The carriage driver unharnessed the horses and gave them some hay to eat. (Araba sürücüsü atları bağlarından çözdü ve onlara yemek yiyebilecekleri saman verdi.)
  9. The construction worker had to unharness his safety harness before he could climb down from the scaffolding. (İnşaat işçisi, iskeleden inmeden önce güvenlik kemeri bağlarını serbest bırakmak zorunda kaldı.)
  10. The mountain climber had to unharness himself from the safety rope before he could reach the summit. (Dağcı, zirveye ulaşmadan önce güvenlik ipinden kendini serbest bırakmak zorundaydı.)
  11. The horse rider unharnessed his mount and gave it a good brushing. (At binicisi, ata bağını çözdü ve ona güzel bir fırçalama yaptı.)
  12. The worker had to unharness himself from the lift before he could begin working on the building. (Çalışan, binada çalışmaya başlamadan önce asansörden kendini serbest bırakmak zorundaydı.)
  13. The horse-drawn carriage was unharnessed and taken back to the stable. (Atlı arabası bağından çözüldü ve ahıra geri götürüldü.)
  14. The tugboat had to unharness itself from the barge before it could make its way back to port
  1. The dog sled team was unharnessed and given a well-deserved break after a long race. (Köpek kızak takımı, uzun bir yarıştan sonra serbest bırakıldı ve hak ettikleri bir mola verildi.)
  2. The hiker had to unharness himself from the safety rope before he could descend the mountain. (Yürüyüşçü, dağdan inmeden önce güvenlik ipinden kendini serbest bırakmak zorundaydı.)
  3. The cow was unharnessed and led back to the barn after a long day of grazing in the fields. (İnek, tarlalarda otlarken uzun bir günün ardından bağından çözüldü ve ahıra götürüldü.)
  4. The tow truck driver had to unharness the car before it could be towed away. (Çekici sürücüsü aracı çekmeden önce bağından çözmek zorundaydı.)
  5. The knight had to unharness his horse and take off his armor before he could rest after a long battle. (Şövalye, uzun bir savaştan sonra dinlenebilmek için atını bağından çözüp zırhını çıkarmak zorundaydı.)
  6. The dockworkers unharnessed the cargo from the ship and began unloading it onto the pier. (Liman işçileri, gemiden yükü bağlarından çözerek iskeleye indirmeye başladılar.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.