Uneventful İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Uneventful İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Uneventful

Türkçe Anlamı: Olaylısız, sıradan, heyecansız

  • 1. My weekend was uneventful. (Haftasonum olaylısızdı.)
  • 2. The meeting was uneventful and boring. (Toplantı olaylısız ve sıkıcıydı.)
  • 3. The flight was uneventful and we arrived on time. (Uçuş olaylısızdı ve zamanında vardık.)
  • 4. The movie was uneventful and I fell asleep. (Film olaylısızdı ve uyuyakaldım.)
  • 5. Her life had been uneventful until she won the lottery. (Onun hayatı, piyangoyu kazanana kadar olaylısızdı.)
  • 6. The trip was uneventful and we returned home safely. (Gezi olaylısızdı ve güvenli bir şekilde evimize döndük.)
  • 7. The day was uneventful until the storm hit. (Fırtına çıkana kadar gün olaylısızdı.)
  • 8. His speech was uneventful and lacked any real substance. (Onun konuşması olaylısızdı ve gerçek bir içerik yoktu.)
  • 9. The party was uneventful, but at least we got to see each other. (Parti olaylısızdı, ama en azından birbirimizi gördük.)
  • 10. The game was uneventful, with no goals scored. (Oyun olaylısızdı, hiç gol atılmadı.)
  • 11. His life was uneventful, but he was content. (Onun hayatı olaylısızdı, ama memnundu.)
  • 12. The train ride was uneventful and we arrived on time. (Tren yolculuğu olaylısızdı ve zamanında v

    ardık.)

  • 13. The day was uneventful, but it was a nice break from the chaos of everyday life. (Gün olaylısızdı, ama her günkü karmaşadan güzel bir mola oldu.)
  • 14. The restaurant was uneventful, with mediocre food and service. (Restoran olaylısızdı, vasat yiyecek ve hizmetle.)
  • 15. The conference was uneventful, but I learned a few interesting things. (Konferans olaylısızdı, ama birkaç ilginç şey öğrendim.)
  • 16. The day was uneventful, but I enjoyed the peace and quiet. (Gün olaylısızdı, ama huzur ve sessizliğin keyfini çıkardım.)
  • 17. The flight was uneventful, except for some turbulence. (Uçuş olaylısızdı, sadece biraz türbülans vardı.)
  • 18. His life had been uneventful until he discovered a hidden talent. (Onun hayatı, gizli bir yetenek keşfedene kadar olaylısızdı.)
  • 19. The day was uneventful, but I spent it with my loved ones. (Gün olaylısızdı, ama sevdiklerimle geçirdim.)
  • 20. The party was uneventful, with only a few guests showing up. (Parti olaylısızdı, sadece birkaç misafir geldi.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.