Unequivocal İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Unequivocal İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Unequivocal Nedir?


Unequivocal, “şüphesiz”, “kesin” ya da “net” anlamlarına gelen bir sıfattır. Bir şeyin net ve açık bir şekilde anlaşılabilir olması durumunu ifade eder.

Örnek Cümleler:


1. The evidence against the suspect is unequivocal. (Şüphelinin aleyhine deliller kesin.)
2. Her message was delivered with unequivocal clarity. (Onun mesajı kesinlikle net bir şekilde iletildi.)
3. The company’s unequivocal commitment to customer satisfaction is evident in their policies. (Şirketin müşteri memnuniyetine kesinlikle bağlılığı politikalarında açıkça görülüyor.)
4. The scientific community has unequivocal evidence of the effects of climate change. (Bilim topluluğunun iklim değişikliğinin etkilerine dair kesin kanıtları vardır.)
5. The instructions were unequivocal and easy to follow. (Talimatlar kesin ve takip etmesi kolaydı.)
6. The judge’s ruling was unequivocal and final. (Yargıcın kararı kesin ve nihaiydi.)
7. His response was unequivocal, indicating that he was not interested in the offer. (Onun cevabı kesinlikle netti ve teklife ilgisi olmadığını gösteriyordu.)
8. The facts presented by the prosecutor were unequivocal and convincing. (Savcının sunduğu gerçekler kesin ve ikna ediciydi.)
9. The coach’s message to the team was unequivocal: win at all costs. (Antrenörün takıma verdiği mesaj kesinlikle netti: her türlü fedakarlığı yaparak kazanın.)
10. The company’s unequivocal support for diversity and inclusion is reflected in its hiring practices. (Şirketin çeşitlilik ve dahil etmeye kesin desteği, işe alım uygulamalarında yansımaktadır.)
11. The law is unequivocal on this matter, and there is no room for interpretation. (Kanun bu konuda kesindir ve yorum için yer yoktur.)
12. The victim’s account of the incident was unequivocal and consistent with the evidence. (Mağdurun olayla ilgili anlatımı kesin ve kanıtlarla uyumluydu.)
13. The government’s stance on the issue is unequivocal and unwavering. (Hükümetin konuya bakış açısı kesin ve kararlıdır.)
14. The results of the study were unequivocal, showing a clear correlation between the two variables. (Çalışmanın sonuçları kesinlikle netti ve iki değişken arasında açık bir ilişki gösteriyordu.)
15. The message was delivered with unequivocal authority, leaving no doubt as to its importance. (Mesaj kesin bir otoriteyle verildi ve önemi konusunda hiçbir şüphe bırakmadı.)
16. The company’s unequivocal apology was well-received by the public. (Şirketin kesin özrü halk tarafından iyi karşı

  1. The witness testimony provided unequivocal proof of the defendant’s guilt. (Tanık ifadesi sanığın suçluluğuna kesin bir kanıt sağladı.)
  2. The teacher’s expectations were unequivocal, and the students knew exactly what was required of them. (Öğretmenin beklentileri kesinlikle netti ve öğrenciler tam olarak neyin gerektiğini biliyorlardı.)
  3. The artist’s message was conveyed with an unequivocal sense of urgency. (Sanatçının mesajı kesin bir aciliyet hissiyle iletilmişti.)
  4. The guidelines for the project were unequivocal, and everyone involved understood their roles and responsibilities. (Proje için belirlenen yönergeler kesinlikle netti ve herkes görevlerini ve sorumluluklarını anlıyordu.)

Türkçe Karşılıkları:


1. şüphesiz
2. net bir şekilde
3. kesin bağlılık
4. kesin kanıt
5. kesin ve anlaşılır
6. kesin ve nihai
7. kesinlikle net
8. kesin ve ikna edici
9. kesinlikle net
10. kesin destek
11. kesin
12. kesin ve tutarlı
13. kesin ve kararlı
14. kesinlikle net
15. kesin bir otoriteyle
16. kesin özür
17. kesin kanıt
18. kesinlikle net
19. kesin bir aciliyetle
20. kesinlikle net

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.