Unending İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Unending İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Unending Nedir?

Unending, “bitmek bilmeyen” anlamına gelen sıfat bir kelime olarak kullanılır.


Örnek Cümleler:

  1. The unending rain made it difficult to go outside. (Bitmek bilmeyen yağmur dışarı çıkmayı zorlaştırdı.)
  2. Her unending laughter filled the room. (Onun bitmek bilmeyen kahkahaları odayı doldurdu.)
  3. The unending line at the grocery store was frustrating. (Marketin önündeki bitmek bilmeyen kuyruk sinir bozucuydu.)
  4. The unending darkness of the cave was overwhelming. (Mağaranın bitmek bilmeyen karanlığı baskıcıydı.)
  5. The unending waves crashed against the shore. (Bitmek bilmeyen dalgalar sahile vurdu.)
  6. The unending road ahead of us seemed daunting. (Önümüzdeki bitmek bilmeyen yol ürkütücü görünüyordu.)
  7. The unending cycle of violence needs to stop. (Şiddetin bitmek bilmeyen döngüsü durdurulmalı.)
  8. The unending heat made it hard to sleep. (Bitmek bilmeyen sıcaklık uyumayı zorlaştırdı.)
  9. The unending applause from the audience was deafening. (Izleyicilerin bitmek bilmeyen alkışları sağır ediciydi.)
  10. The unending traffic on the highway was frustrating. (Otoyoldaki bitmek bilmeyen trafik sinir bozucuydu.)
  11. The unending cycle of poverty is a major problem. (Yoksulluğun bitmek bilmeyen döngüsü büyük bir sorundur.)
  12. The unending war has left many people homeless. (Bitmek bilmeyen savaş birçok insanı evsiz bıraktı.)
  13. The unending music was soothing to my soul. (Bitmek bilmeyen müzik ruhumu yatıştırdı.)
  14. The unending list of tasks seemed impossible to complete. (Tamamlanması imkansız görünen bitmek bilmeyen görev listesi vardı.)
  15. The unending love between them was inspiring. (Onların arasındaki bitmek bilmeyen aşk ilham vericiydi.)
  16. The unending pile of laundry seemed never-ending. (Bitmek bilmeyen çamaşır yığını hiç bitmeyecekmiş gibi görünüyordu.)
  17. The unending stream of emails in my inbox was overwhelming. (Posta kutumda bitmek bilmeyen e-posta akışı baskıcıydı.)
  18. The unending beauty of the mountains took my breath away. (Dağların bitmek bilmeyen güzelliği nefesimi kesti.)
  19. The unending search for a cure for cancer continues. (Kanser için bir tedavi arayışı bitmek bilmiyor.)
  20. The unending possibilities of the future are both exciting and scary. (Geleceğin bitmek bilmeyen olasılıkları hem heyecan verici hem de k

orkutucu.)

Türkçe Karşılıklar:

  1. Bitmek bilmeyen yağmur dışarı çıkmayı zorlaştırdı.
  2. Onun bitmek bilmeyen kahkahaları odayı doldurdu.
  3. Marketin önündeki bitmek bilmeyen kuyruk sinir bozucuydu.
  4. Mağaranın bitmek bilmeyen karanlığı baskıcıydı.
  5. Bitmek bilmeyen dalgalar sahile vurdu.
  6. Önümüzdeki bitmek bilmeyen yol ürkütücü görünüyordu.
  7. Şiddetin bitmek bilmeyen döngüsü durdurulmalı.
  8. Bitmek bilmeyen sıcaklık uyumayı zorlaştırdı.
  9. Izleyicilerin bitmek bilmeyen alkışları sağır ediciydi.
  10. Otoyoldaki bitmek bilmeyen trafik sinir bozucuydu.
  11. Yoksulluğun bitmek bilmeyen döngüsü büyük bir sorundur.
  12. Bitmek bilmeyen savaş birçok insanı evsiz bıraktı.
  13. Bitmek bilmeyen müzik ruhumu yatıştırdı.
  14. Tamamlanması imkansız görünen bitmek bilmeyen görev listesi vardı.
  15. Onların arasındaki bitmek bilmeyen aşk ilham vericiydi.
  16. Bitmek bilmeyen çamaşır yığını hiç bitmeyecekmiş gibi görünüyordu.
  17. Posta kutumda bitmek bilmeyen e-posta akışı baskıcıydı.
  18. Dağların bitmek bilmeyen güzelliği nefesimi kesti.
  19. Kanser için bir tedavi arayışı bitmek bilmiyor.
  20. Geleceğin bitmek bilmeyen olasılıkları hem heyecan verici hem de korkutucu.

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.