Unending İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı
Unending Nedir?
Unending, “bitmek bilmeyen” anlamına gelen sıfat bir kelime olarak kullanılır.
Örnek Cümleler:
- The unending rain made it difficult to go outside. (Bitmek bilmeyen yağmur dışarı çıkmayı zorlaştırdı.)
- Her unending laughter filled the room. (Onun bitmek bilmeyen kahkahaları odayı doldurdu.)
- The unending line at the grocery store was frustrating. (Marketin önündeki bitmek bilmeyen kuyruk sinir bozucuydu.)
- The unending darkness of the cave was overwhelming. (Mağaranın bitmek bilmeyen karanlığı baskıcıydı.)
- The unending waves crashed against the shore. (Bitmek bilmeyen dalgalar sahile vurdu.)
- The unending road ahead of us seemed daunting. (Önümüzdeki bitmek bilmeyen yol ürkütücü görünüyordu.)
- The unending cycle of violence needs to stop. (Şiddetin bitmek bilmeyen döngüsü durdurulmalı.)
- The unending heat made it hard to sleep. (Bitmek bilmeyen sıcaklık uyumayı zorlaştırdı.)
- The unending applause from the audience was deafening. (Izleyicilerin bitmek bilmeyen alkışları sağır ediciydi.)
- The unending traffic on the highway was frustrating. (Otoyoldaki bitmek bilmeyen trafik sinir bozucuydu.)
- The unending cycle of poverty is a major problem. (Yoksulluğun bitmek bilmeyen döngüsü büyük bir sorundur.)
- The unending war has left many people homeless. (Bitmek bilmeyen savaş birçok insanı evsiz bıraktı.)
- The unending music was soothing to my soul. (Bitmek bilmeyen müzik ruhumu yatıştırdı.)
- The unending list of tasks seemed impossible to complete. (Tamamlanması imkansız görünen bitmek bilmeyen görev listesi vardı.)
- The unending love between them was inspiring. (Onların arasındaki bitmek bilmeyen aşk ilham vericiydi.)
- The unending pile of laundry seemed never-ending. (Bitmek bilmeyen çamaşır yığını hiç bitmeyecekmiş gibi görünüyordu.)
- The unending stream of emails in my inbox was overwhelming. (Posta kutumda bitmek bilmeyen e-posta akışı baskıcıydı.)
- The unending beauty of the mountains took my breath away. (Dağların bitmek bilmeyen güzelliği nefesimi kesti.)
- The unending search for a cure for cancer continues. (Kanser için bir tedavi arayışı bitmek bilmiyor.)
- The unending possibilities of the future are both exciting and scary. (Geleceğin bitmek bilmeyen olasılıkları hem heyecan verici hem de k
orkutucu.)
Türkçe Karşılıklar:
- Bitmek bilmeyen yağmur dışarı çıkmayı zorlaştırdı.
- Onun bitmek bilmeyen kahkahaları odayı doldurdu.
- Marketin önündeki bitmek bilmeyen kuyruk sinir bozucuydu.
- Mağaranın bitmek bilmeyen karanlığı baskıcıydı.
- Bitmek bilmeyen dalgalar sahile vurdu.
- Önümüzdeki bitmek bilmeyen yol ürkütücü görünüyordu.
- Şiddetin bitmek bilmeyen döngüsü durdurulmalı.
- Bitmek bilmeyen sıcaklık uyumayı zorlaştırdı.
- Izleyicilerin bitmek bilmeyen alkışları sağır ediciydi.
- Otoyoldaki bitmek bilmeyen trafik sinir bozucuydu.
- Yoksulluğun bitmek bilmeyen döngüsü büyük bir sorundur.
- Bitmek bilmeyen savaş birçok insanı evsiz bıraktı.
- Bitmek bilmeyen müzik ruhumu yatıştırdı.
- Tamamlanması imkansız görünen bitmek bilmeyen görev listesi vardı.
- Onların arasındaki bitmek bilmeyen aşk ilham vericiydi.
- Bitmek bilmeyen çamaşır yığını hiç bitmeyecekmiş gibi görünüyordu.
- Posta kutumda bitmek bilmeyen e-posta akışı baskıcıydı.
- Dağların bitmek bilmeyen güzelliği nefesimi kesti.
- Kanser için bir tedavi arayışı bitmek bilmiyor.
- Geleceğin bitmek bilmeyen olasılıkları hem heyecan verici hem de korkutucu.
Hemen Yorum Yaz