Undesirable İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Undesirable İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Undesirable

Undesirable kelimesi “istenmeyen, arzu edilmeyen, hoşa gitmeyen” gibi anlamlara gelir. İşte, undesirable kelimesinin İngilizce cümle içinde kullanımına örnek cümleler:

  1. The presence of rats in the house is undesirable. (Evdeki farelerin varlığı istenmeyen bir durumdur.)
  2. Smoking is an undesirable habit. (Sigara içmek arzu edilmeyen bir alışkanlıktır.)
  3. The consequences of climate change are undesirable. (İklim değişikliğinin sonuçları hoşa gitmeyen sonuçlar doğurur.)
  4. His behavior towards his colleagues was considered undesirable. (Meslektaşlarına karşı davranışı arzu edilmeyen bir şekildeydi.)
  5. The company had to let go of several employees due to undesirable performance. (Şirket arzu edilmeyen performans nedeniyle birkaç çalışanı işten çıkarmak zorunda kaldı.)
  6. The use of plastic bags is undesirable for the environment. (Plastik poşetlerin kullanımı çevre için arzu edilmeyen bir durumdur.)
  7. The movie received undesirable reviews from critics. (Film eleştirmenlerinden istenmeyen eleştiriler aldı.)
  8. The undesirable smell coming from the garbage is unbearable. (Çöpten gelen hoş olmayan koku dayanılmaz.)
  9. His undesirable behavior led to his suspension from school. (Arzu edilmeyen davranışları okuldan uzaklaştırılmasına neden oldu.)
  10. Overcrowding in public transportation is an undesirable experience. (Toplu taşımadaki kalabalık hoş olmayan bir deneyimdir.)
  11. The undesirable weather conditions forced the cancellation of the outdoor event. (Arzu edilmeyen hava koşulları açık hava etkinliğinin iptal edilmesine neden oldu.)
  12. The company had to take measures to prevent undesirable outcomes. (Şirket arzu edilmeyen sonuçları önlemek için tedbirler almak zorunda kaldı.)
  13. The undesirable side effects of the medication were listed on the package. (İlaçların istenmeyen yan etkileri ambalajın üzerinde yazılıdır.)
  14. The undesirable behavior of the guests disrupted the peaceful atmosphere of the party. (Misafirlerin arzu edilmeyen davranışları partiye huzursuzluk getirdi.)
  15. The undesirable noise from the construction site disturbed the residents nearby. (İnşaat alanından gelen arzu edilmeyen gürültü yakındaki sakinleri rahatsız etti.)
  16. Discrimination based on race, gender, or religion is an undesirable practice. (Irk, cinsiyet veya din temelli ayrımcılık arzu edilmeyen bir uygulamadır.)
  17. The company had to deal with the consequences of an undesirable merger. (Şirket istenmeyen bir birleşme sonucu ortaya çıkan sonuçlarla başa çıkmak zorunda kaldı.)
  18. The undesirable outcome of the

lawsuit led to a loss of reputation for the company. (Dava sonucunda ortaya çıkan arzu edilmeyen sonuç, şirketin itibar kaybına neden oldu.)
19. The undesirable behavior of a few customers led to the establishment of new rules in the store. (Birkaç müşterinin arzu edilmeyen davranışları, mağazada yeni kuralların oluşturulmasına neden oldu.)

  1. The use of pesticides in farming can have undesirable effects on the environment. (Tarımda pestisit kullanımı, çevre üzerinde istenmeyen etkilere neden olabilir.)

Bu örnek cümlelerde, undesirable kelimesi çeşitli durumları, davranışları veya sonuçları tarif ediyor. Bu kelime, olumsuz bir anlama sahip olduğundan, cümlelerde belirli bir durumun veya davranışın hoşa gitmeyen, arzu edilmeyen veya istenmeyen olduğunu ifade etmek için kullanılır.

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.