Underprivileged İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı
Underprivileged Nedir?
Underprivileged kelimesi “yoksul, dezavantajlı, ayrıcalıksız” anlamlarına gelmektedir. Bu kelime, genellikle toplumda dezavantajlı konumda olan kişileri tanımlamak için kullanılmaktadır.
Örnek Cümleler:
-
Many children in this country are underprivileged and do not have access to basic education.
(Türkçe: Bu ülkede birçok çocuk yoksul ve temel eğitime erişimleri yok.) -
The government needs to do more to support underprivileged families.
(Türkçe: Hükümet, dezavantajlı ailelere destek olmak için daha fazla şey yapmalı.) -
She grew up in an underprivileged neighborhood and faced many challenges.
(Türkçe: O, dezavantajlı bir mahallede büyüdü ve birçok zorlukla karşı karşıya kaldı.) -
The organization provides assistance to underprivileged communities around the world.
(Türkçe: Bu organizasyon, dünya genelindeki dezavantajlı toplumlara yardım sağlamaktadır.) -
Underprivileged students often struggle to keep up with their peers academically.
(Türkçe: Dezavantajlı öğrenciler genellikle akademik olarak akranlarıyla başa çıkmakta zorlanırlar.) -
The company has a program that provides job training for underprivileged youth.
(Türkçe: Şirket, dezavantajlı gençler için iş eğitimi sağlayan bir programı var.) -
It is important to address the needs of underprivileged communities in order to create a more equal society.
(Türkçe: Daha eşit bir toplum yaratmak için dezavantajlı toplumların ihtiyaçlarına cevap vermek önemlidir.) -
She works for a non-profit organization that supports underprivileged women.
(Türkçe: O, dezavantajlı kadınları destekleyen bir kar amacı gütmeyen organizasyonda çalışıyor.) -
The school district is working to improve resources for underprivileged students.
(Türkçe: Okul bölgesi, dezavantajlı öğrenciler için kaynakları iyileştirmek için çalışıyor.) -
The underprivileged population is often overlooked in discussions about social issues.
(Türkçe: Dezavantajlı nüfus, genellikle sosyal konularla ilgili tartışmalarda göz ardı edilir.) -
The government should provide more funding for programs that benefit underprivileged communities.
(Türkçe: Hükümet, dezavantajlı toplumların yararına olan programlara daha fazla fon sağlamalıdır.) -
The charity organization aims to provide food and shelter for underprivileged individuals.
(Türkçe: Yardım kuruluşu, yoksul bireylere yiyecek ve barınak sağlamayı hedefliyor.) -
Underprivileged children often have limited access to healthcare.
(Türkçe: Dezav
-
The organization is committed to promoting equal opportunities for underprivileged youth.
(Türkçe: Bu organizasyon, dezavantajlı gençler için eşit fırsatların teşvik edilmesine bağlıdır.) -
Many underprivileged families struggle to put food on the table.
(Türkçe: Birçok dezavantajlı aile, masada yemek koymakta zorluk çekiyor.) -
The program offers scholarships to underprivileged students who demonstrate academic excellence.
(Türkçe: Program, akademik başarı gösteren dezavantajlı öğrencilere burs imkanı sunuyor.) -
The underprivileged community is often disproportionately affected by environmental issues.
(Türkçe: Dezavantajlı toplum, çevresel konulardan orantısız şekilde etkilenir.) -
She volunteers at a shelter for underprivileged individuals.
(Türkçe: O, dezavantajlı bireyler için bir barınakta gönüllü olarak çalışıyor.) -
The underprivileged often face discrimination and prejudice in society.
(Türkçe: Dezavantajlılar genellikle toplumda ayrımcılık ve önyargı ile karşı karşıya kalırlar.) -
The government should prioritize policies that address the needs of underprivileged communities.
(Türkçe: Hükümet, dezavantajlı toplumların ihtiyaçlarını ele alan politikaları önceliklendirmelidir.)
Hemen Yorum Yaz