Underachieve İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Underachieve İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Underachieve Nedir?

Underachieve kelimesi, beklenen seviyede performans gösterememek veya yetersiz kalmak anlamına gelir. Bir kişinin yetenek ve kapasitesinin altında kalarak başarısız olması olarak da tanımlanabilir.

Örnek cümleler:

  1. I always feel like I underachieve in my studies. (Ben derslerimde her zaman başarısız oluyormuşum gibi hissederim.)
  2. The team underachieved this season, and didn’t make it to the playoffs. (Takım bu sezon beklenenin altında kaldı ve playofflara gidemedi.)
  3. She had high hopes for the project, but she felt like she underachieved in the end. (Proje için büyük umutları vardı, ama sonunda başarısız olduğunu hissetti.)
  4. He was expected to excel in the competition, but unfortunately he underachieved. (Yarışmada başarılı olması bekleniyordu, ancak maalesef başarısız oldu.)
  5. The company has been underachieving in terms of sales this year. (Şirket bu yıl satışlar açısından beklenenin altında kaldı.)
  6. Despite her talents, she continues to underachieve in her career. (Yeteneklerine rağmen, kariyerinde başarısız olmaya devam ediyor.)
  7. He felt like he underachieved in the exam, even though he studied hard. (Sınavda zor çalışmasına rağmen başarısız olduğunu hissetti.)
  8. The team captain admitted that they had underachieved and needed to work harder. (Takım kaptanı, başarısız olduklarını ve daha sıkı çalışmaları gerektiğini kabul etti.)
  9. The company’s profits have underachieved compared to their competitors. (Şirketin karı rakiplerine göre beklenenin altında kaldı.)
  10. She was disappointed in herself for underachieving in the race. (Yarışta başarısız olduğu için kendisine hayal kırıklığına uğradı.)
  11. He felt like he had underachieved in life and had not reached his full potential. (Hayatta başarısız olduğunu hissetti ve tam potansiyeline ulaşamadığını düşündü.)
  12. The team’s coach was frustrated with their underachievement and lack of effort. (Takımın koçu, başarısızlıklarından ve azimlerinden dolayı hayal kırıklığına uğradı.)
  13. The company’s underachievement was due to poor management and lack of innovation. (Şirketin başarısızlığı, kötü yönetim ve yenilik eksikliğinden kaynaklanıyordu.)
  14. Despite his talent, he underachieved in school because he didn’t apply himself. (Yeteneğine rağmen, okulda kendini adamadığı için başarısız oldu.)
  15. The team’s underachievement was a surprise to everyone, as they were expected to do well. (Takımın başarısızlığı herkes için bir sürpriz oldu, çünkü

beklenen bir performans göstermeleri bekleniyordu.)
16. The student was frustrated with his underachievement in math class, and sought extra help. (Öğrenci matematik dersindeki başarısızlığından dolayı hayal kırıklığına uğradı ve ekstra yardım istedi.)

  1. The company’s underachievement led to a decrease in stock prices. (Şirketin başarısızlığı hisse senedi fiyatlarının düşmesine neden oldu.)
  2. Despite her best efforts, she felt like she underachieved in her job. (En iyi çabalarına rağmen, işinde başarısız olduğunu hissetti.)
  3. The team’s underachievement was a result of poor teamwork and communication. (Takımın başarısızlığı, kötü takım çalışması ve iletişim eksikliğinden kaynaklandı.)
  4. He was determined to not underachieve in his next competition and trained harder than ever before. (Sonraki yarışmada başarısız olmamak için kararlıydı ve daha önce hiç olmadığı kadar sıkı çalıştı.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.