Turn On The Charm İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Turn On The Charm İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı
Turn on the Charm İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Turn on the Charm Nedir?


Turn on the charm, kişinin sempatik ve etkileyici bir şekilde davranarak, karşısındaki kişileri etkilemesi anlamına gelir.

Örnek cümleler:

  1. She always turns on the charm when she meets new people. (Yeni insanlarla tanıştığında her zaman etkileyici bir şekilde davranır.)
  2. If you want to succeed in sales, you have to learn how to turn on the charm. (Satışta başarılı olmak istiyorsanız, etkileyici bir şekilde davranmayı öğrenmeniz gerekiyor.)
  3. He turned on the charm to convince his boss to give him a promotion. (Patronunu terfi ettirmesi için etkileyici bir şekilde davrandı.)
  4. Sarah turned on the charm to get the waiter to bring her a free dessert. (Sarah, garsonun kendisine ücretsiz bir tatlı getirmesi için etkileyici bir şekilde davrandı.)
  5. Jack turned on the charm to win over his girlfriend’s parents. (Jack, kız arkadaşının ebeveynlerini kazanmak için etkileyici bir şekilde davrandı.)
  6. The politician turned on the charm to win the votes of the people. (Politikacı, insanların oylarını kazanmak için etkileyici bir şekilde davrandı.)
  7. She turned on the charm and convinced the bouncer to let her into the club. (Etkileyici bir şekilde davranarak kapıcıyı kulübe girmeye ikna etti.)
  8. He turned on the charm to get the job he wanted. (İstediği işi almak için etkileyici bir şekilde davrandı.)
  9. The salesman turned on the charm to sell his product to the customer. (Satıcı, müşteriye ürününü satmak için etkileyici bir şekilde davrandı.)
  10. She turned on the charm and got the discount she wanted. (Etkileyici bir şekilde davranarak istediği indirimi aldı.)
  11. He turned on the charm and convinced his friend to lend him some money. (Arkadaşını biraz para ödünç almaya ikna etmek için etkileyici bir şekilde davrandı.)
  12. The actor turned on the charm to impress the director. (Yönetmeni etkilemek için etkileyici bir şekilde davrandı.)
  13. She turned on the charm to get her way in the negotiation. (Pazarlıkta istediği sonucu almak için etkileyici bir şekilde davrandı.)
  14. He turned on the charm and got the girl’s phone number. (Etkileyici bir şekilde davranarak kızın telefon numarasını aldı.)
  15. The teacher turned on the charm to get the students to participate in class. (Öğrencilerin derste aktif olmalarını sağlamak için etkileyici bir şekilde davrandı.)
  16. She turned on the charm and got the job offer. (Etkileyici bir şekilde davranarak iş teklifi aldı.)
  17. He turned on the charm and
  1. convinced the customer to buy the more expensive product. (Müşteriyi daha pahalı ürünü almaya ikna etmek için etkileyici bir şekilde davrandı.)
  2. The musician turned on the charm to win the audience over. (İzleyicileri etkilemek için etkileyici bir şekilde davrandı.)
  3. She turned on the charm and convinced her parents to let her go on the trip. (Ebeveynlerini seyahate gitmesine izin vermesi için etkileyici bir şekilde davrandı.)
  4. He turned on the charm and got the VIP treatment at the club. (Etkileyici bir şekilde davranarak kulüpte VIP muamelesi gördü.)

(Türkçe anlamlar parantez içinde belirtilmiştir.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.