Tunelessly İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Tunelessly İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Tunelessly (telsiz) Nedir?

Tunelessly kelimesi, şarkı söylemek veya müzik yapmak gibi bir ses aktivitesinde, doğru bir ton veya ritim kullanmama durumunu ifade eder. Bu kelime, müzik veya şarkı söyleme ile ilgili bir faaliyet sırasında, düzgün bir şekilde ayarlanmamış veya doğru bir şekilde yapılmamış sesleri tanımlamak için kullanılır.

Örnek Cümleler:

1. She was singing tunelessly in the shower. (O, banyoda telsiz şarkı söylüyordu.)
2. The drunk man was humming tunelessly on the street corner. (Sarhoş adam sokak köşesinde telsiz mırıldanıyordu.)
3. He tried to whistle the tune, but it came out tunelessly. (O, melodiyi ıslıkla çalmaya çalıştı ama telsiz bir şekilde çıktı.)
4. The band played tunelessly, causing the audience to leave early. (Grup telsiz çaldı ve seyircileri erken ayrılmaya zorladı.)
5. The child sang tunelessly, but his enthusiasm made up for it. (Çocuk telsiz şarkı söyledi, ama hevesi telafi etti.)
6. The singer was off-key and singing tunelessly throughout the performance. (Şarkıcı, performans boyunca yanlış nota ve telsiz şarkı söylüyordu.)
7. He attempted to play the guitar, but the chords came out tunelessly. (O, gitar çalmayı denedi, ama akorlar telsiz çıktı.)
8. The birds chirped tunelessly, disturbing the peace of the morning. (Kuşlar telsiz öttü, sabahın huzurunu bozdu.)
9. The student sang tunelessly during the talent show, but he still received a standing ovation. (Öğrenci, yetenek gösterisi sırasında telsiz şarkı söyledi, ama yine de ayakta alkış aldı.)
10. The karaoke machine was broken, causing everyone to sing tunelessly. (Karaoke makinesi bozuldu, herkesin telsiz şarkı söylemesine neden oldu.)
11. The guitarist was playing tunelessly, but the drummer was able to keep the beat. (Gitarist telsiz çalıyordu ama baterist ritmi koruyabildi.)
12. The singer was nervous, causing her to sing tunelessly. (Şarkıcı gergindi, bu da telsiz şarkı söylemesine neden oldu.)
13. The boy was whistling tunelessly, annoying his mother. (Çocuk telsiz ıslık çalıyordu, annesini rahatsız ediyordu.)
14. The choir was singing tunelessly, causing the conductor to stop the performance. (Koro telsiz şarkı söylüyordu, bu da şefin performansı durdurmasına neden oldu.)
15. The man was humming tunelessly while he worked. (Adam iş yaparken telsiz mırıldanıyordu.)
16. The actress lip-synced tunelessly,

causing the audience to notice that she wasn’t actually singing. (Oyuncu, telsiz şarkı söylediğinde seyircilerin gerçekte şarkı söylemediğini fark etmesine neden oldu.)
17. The song was played tunelessly on purpose as part of the avant-garde performance. (Şarkı, avangard performansın bir parçası olarak telsiz çalındı.)

18. The child was banging on the piano keys tunelessly, much to his parent’s dismay. (Çocuk, piyano tuşlarına telsiz şekilde vuruyordu, bu da ebeveynlerinin üzüntüsüne neden oldu.)
19. The singer’s voice cracked, causing her to sing tunelessly for the rest of the song. (Şarkıcının sesi kırıldı, bu da geri kalan şarkıda telsiz şarkı söylemesine neden oldu.)
20. The group of friends sang tunelessly around the campfire, but they had a great time nonetheless. (Arkadaş grubu, kamp ateşi etrafında telsiz şarkı söyledi, ancak yine de harika zaman geçirdiler.)