Truss İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Truss İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Truss Nedir?

Truss, yapılarda kullanılan, çoğunlukla ahşap veya metal çubuklardan oluşan, üçgen veya dikdörtgen şekillerde birbirine bağlanan yapı elemanlarıdır. Trusslar, bir yapıyı güçlendirmek veya taşımak için kullanılır.

Örnek cümleler:

  1. The roof of the building was supported by a steel truss. (Binanın çatısı, bir çelik truss tarafından destekleniyordu.)
  2. The truss system helped to distribute the weight of the bridge evenly. (Truss sistemi, köprünün ağırlığını eşit şekilde dağıtmaya yardımcı oldu.)
  3. The truss design was critical to the stability of the building. (Truss tasarımı, binanın stabilitesi için hayati önem taşıyordu.)
  4. The trusses were assembled off-site and then transported to the construction site. (Trusslar, önceden monte edildi ve sonra inşaat sahasına taşındı.)
  5. The bridge collapsed due to a failure in the truss system. (Köprü, truss sistemindeki bir arızadan dolayı çöktü.)
  6. The trusses were bolted together to form the frame of the building. (Trusslar, bina çerçevesini oluşturmak için birbirine cıvatalandı.)
  7. The truss system allowed for the construction of large, open spaces without the need for interior columns. (Truss sistemi, iç sütunlara ihtiyaç duymadan büyük, açık alanların inşa edilmesine olanak sağladı.)
  8. The wooden trusses added a rustic charm to the interior of the cabin. (Ahşap trusslar, kulübenin iç kısmına rustik bir cazibe kattı.)
  9. The truss design was customized to meet the unique needs of the building. (Truss tasarımı, binanın benzersiz ihtiyaçlarını karşılamak için özelleştirildi.)
  10. The truss system was engineered to withstand strong winds and heavy snow loads. (Truss sistemi, güçlü rüzgarlara ve yoğun kar yüklerine dayanacak şekilde tasarlandı.)
  11. The trusses were carefully inspected before installation to ensure they met safety standards. (Trusslar, kurulumdan önce güvenlik standartlarını karşıladığından emin olmak için dikkatlice incelendi.)
  12. The steel trusses were coated with a layer of fire-resistant material. (Çelik trusslar, yangın dayanıklı bir malzeme tabakasıyla kaplandı.)
  13. The truss system was an integral part of the overall structural design of the building. (Truss sistemi, binanın genel yapısal tasarımının ayrılmaz bir parçasıydı.)
  14. The truss configuration was chosen to maximize the use of natural light in the space. (Truss konfigürasyonu, alanda doğal ışığı maksimize etmek için seçildi.)
  15. The trusses were lifted into place by a crane during construction. (Trusslar, inşaat

sırasında bir vinç yardımıyla yerine kaldırıldı.)
16. The truss system allowed for the creation of a high ceiling in the room. (Truss sistemi, odada yüksek bir tavanın oluşturulmasına izin verdi.)

  1. The trusses were spaced evenly along the length of the roof. (Trusslar, çatının boyunca düzenli aralıklarla yerleştirildi.)
  2. The roof collapsed under the weight of heavy snow because the truss system was not designed to handle such a load. (Çatı, truss sistemi böyle bir yükü taşıyacak şekilde tasarlanmadığı için yoğun kar yükü altında çöktü.)
  3. The truss system was designed to be easily assembled and disassembled for transport to different locations. (Truss sistemi, farklı konumlara taşınmak için kolayca monte edilebilir ve sökülebilir şekilde tasarlandı.)
  4. The wooden trusses gave the barn a classic look. (Ahşap trusslar, ahırın klasik bir görünüm kazanmasına neden oldu.)

(Türkçe karşılıklar kalın ve kırmızı renkle belirtilmiştir.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.