Trouble İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı
Trouble İle İlgili Cümleler
Trouble: sıkıntı, sorun, problem
- I’m having trouble finding my keys. (Anahtarlarımı bulmakta sıkıntı yaşıyorum.)
- He’s always in trouble with the law. (O, sürekli hukukla sıkıntı yaşıyor.)
- She’s been having trouble sleeping lately. (Son zamanlarda uyku sorunu yaşıyor.)
- The car is giving me trouble again. (Araba yine bana sıkıntı çıkarıyor.)
- I’m having trouble understanding this math problem. (Bu matematik problemini anlamakta sıkıntı çekiyorum.)
- He’s having trouble breathing due to his asthma. (Astımı nedeniyle nefes almakta sıkıntı çekiyor.)
- The company is having financial trouble and may have to lay off employees. (Şirket maddi sıkıntılar yaşıyor ve çalışanları işten çıkarmak zorunda kalabilir.)
- Don’t trouble yourself with the details. (Detaylarla uğraşmayın.)
- I don’t want to trouble you, but could you help me with this? (Sizi zahmete sokmak istemiyorum ama bununla bana yardımcı olabilir misiniz?)
- She’s in trouble with her boss for missing the deadline. (Süresi geçtiği için patronuyla sıkıntı yaşıyor.)
- He got into trouble at school for cheating on the exam. (Sınavda kopya çektiği için okulda sıkıntıya girdi.)
- The plane is experiencing mechanical trouble and won’t take off. (Uçak mekanik sorunlar yaşıyor ve kalkmayacak.)
- I’m having trouble remembering her name. (Adını hatırlamakta sıkıntı çekiyorum.)
- The team is in trouble after losing their star player. (Yıldız oyuncularını kaybettikten sonra takım sıkıntıda.)
- I’m having trouble connecting to the internet. (İnternete bağlanmakta s
kıntı yaşıyorum.)
- The restaurant is having trouble with their equipment and can’t serve food. (Restoran ekipmanlarıyla sıkıntı yaşıyor ve yemek servisi yapamıyor.)
- She’s in trouble with her friends for canceling plans last minute. (Son dakikada planları iptal ettiği için arkadaşlarıyla sıkıntıda.)
- He’s having trouble with his addiction and needs professional help. (Bağımlılığı nedeniyle sıkıntıda ve profesyonel yardıma ihtiyacı var.)
- I’m having trouble figuring out how to use this new software. (Bu yeni yazılımı nasıl kullanacağımı anlamakta sıkıntı çekiyorum.)
- They’re having trouble with the weather and can’t hold the event outdoors. (Hava şartları nedeniyle açık hava etkinliği yapamıyorlar.)
- I’m sorry to trouble you, but could you lend me some money? (Sizi rahatsız etmek istemem ama bana biraz para ödünç verebilir misiniz?)
Hemen Yorum Yaz