Trouble İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Trouble İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Trouble İle İlgili Cümleler

Trouble: sıkıntı, sorun, problem

  1. I’m having trouble finding my keys. (Anahtarlarımı bulmakta sıkıntı yaşıyorum.)
  2. He’s always in trouble with the law. (O, sürekli hukukla sıkıntı yaşıyor.)
  3. She’s been having trouble sleeping lately. (Son zamanlarda uyku sorunu yaşıyor.)
  4. The car is giving me trouble again. (Araba yine bana sıkıntı çıkarıyor.)
  5. I’m having trouble understanding this math problem. (Bu matematik problemini anlamakta sıkıntı çekiyorum.)
  6. He’s having trouble breathing due to his asthma. (Astımı nedeniyle nefes almakta sıkıntı çekiyor.)
  7. The company is having financial trouble and may have to lay off employees. (Şirket maddi sıkıntılar yaşıyor ve çalışanları işten çıkarmak zorunda kalabilir.)
  8. Don’t trouble yourself with the details. (Detaylarla uğraşmayın.)
  9. I don’t want to trouble you, but could you help me with this? (Sizi zahmete sokmak istemiyorum ama bununla bana yardımcı olabilir misiniz?)
  10. She’s in trouble with her boss for missing the deadline. (Süresi geçtiği için patronuyla sıkıntı yaşıyor.)
  11. He got into trouble at school for cheating on the exam. (Sınavda kopya çektiği için okulda sıkıntıya girdi.)
  12. The plane is experiencing mechanical trouble and won’t take off. (Uçak mekanik sorunlar yaşıyor ve kalkmayacak.)
  13. I’m having trouble remembering her name. (Adını hatırlamakta sıkıntı çekiyorum.)
  14. The team is in trouble after losing their star player. (Yıldız oyuncularını kaybettikten sonra takım sıkıntıda.)
  15. I’m having trouble connecting to the internet. (İnternete bağlanmakta s

    kıntı yaşıyorum.)

  16. The restaurant is having trouble with their equipment and can’t serve food. (Restoran ekipmanlarıyla sıkıntı yaşıyor ve yemek servisi yapamıyor.)
  17. She’s in trouble with her friends for canceling plans last minute. (Son dakikada planları iptal ettiği için arkadaşlarıyla sıkıntıda.)
  18. He’s having trouble with his addiction and needs professional help. (Bağımlılığı nedeniyle sıkıntıda ve profesyonel yardıma ihtiyacı var.)
  19. I’m having trouble figuring out how to use this new software. (Bu yeni yazılımı nasıl kullanacağımı anlamakta sıkıntı çekiyorum.)
  20. They’re having trouble with the weather and can’t hold the event outdoors. (Hava şartları nedeniyle açık hava etkinliği yapamıyorlar.)
  21. I’m sorry to trouble you, but could you lend me some money? (Sizi rahatsız etmek istemem ama bana biraz para ödünç verebilir misiniz?)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.