Trot İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Trot İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Trot İle İlgili Cümleler

Trot, atların özellikle yarışlarda belirli bir hızda koştuğu bir tür at yarışı stilidir.

1. The horse began to trot. (At yürümeye başladı.)
2. She rode the horse at a slow trot. (O, atı yavaş bir tempoda sürdü.)
3. The horse’s trot was smooth and steady. (Atın yürüyüşü düzgün ve istikrarlıydı.)
4. The jockey urged the horse to trot faster. (Jokey, atın daha hızlı yürümesi için teşvik etti.)
5. The trotting of the horses could be heard from a distance. (Atların yürüyüşü uzaktan duyulabiliyordu.)
6. She watched the horses trot around the track. (O, atların pist etrafında yürüyüşünü izledi.)
7. The trotting horse kicked up dust as it ran. (Koşan at, toz kaldırdı.)
8. The rider pulled back on the reins to slow the horse’s trot. (Binicisi, atın yürüyüşünü yavaşlatmak için dizginlere çekildi.)
9. The horse broke into a trot when it saw the finish line. (At, bitiş çizgisini görünce trote başladı.)
10. The trotting horses looked beautiful in the morning sun. (Sabah güneşinde yürüyen atlar güzel görünüyordu.)
11. The trainer watched the horse’s trot carefully, looking for any signs of injury. (Antrenör, atın yürüyüşünü dikkatle izledi ve yaralanma belirtisi aradı.)
12. The horse slowed from a gallop to a trot. (At, dörtnala koşudan trotaya yavaşladı.)
13. The trotting of the horses created a rhythmic sound. (Atların yürüyüşü ritmik bir ses oluşturdu.)
14. The horse was trained to trot on command. (At, komutla trote alıştırılmıştı.)
15. The rider leaned forward slightly as the horse began to trot. (Binici, at trote başladığında hafifçe öne doğru eğildi.)
16. The horse’s trot was bouncy and uncomfortable to ride. (Atın trotevi sıçramalı ve sürmek rahatsız ediciydi.)

17. The horse and rider approached the jump at a steady trot. (At ve binici, engeli istikrarlı bir şekilde trote yaklaştı.)
18. The horse stumbled and nearly fell while trotting on the uneven ground. (At, düzensiz zeminde trote devam ederken sendeledi ve neredeyse düştü.)
19. The horse’s trot was not fast enough to keep up with the other horses. (Atın trotevi diğer atlarla aynı hıza yetişecek kadar hızlı değildi.)
20. The rider signaled for the horse to trot to the starting line. (Binici, atın start çizgisine trote başlaması için işaret verdi.)

Türkçe Anlamları:

at yürüyüşü, trotevi