Trigger İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı
Trigger Kelimesi:
Anlamı: Trigger kelimesi tetikleyici anlamına gelmektedir. Bir olayın veya sürecin başlatılmasına, harekete geçirilmesine neden olan şeyi ifade eder.
Örnek Cümleler:
- The loud noise triggered a panic attack in the crowd. (Yüksek ses kalabalıkta panik atak tetikledi.)
- His words triggered an old memory in my mind. (Sözleri benim zihnimde eski bir hatırayı tetikledi.)
- The alarm clock triggers my morning routine. (Alarm saatim sabah rutinimi başlatır.)
- The smell of fresh bread always triggers my appetite. (Taze ekmek kokusu her zaman iştahımı tetikler.)
- The announcement triggered a wave of excitement in the audience. (Duyuru izleyicilerde heyecan dalgası yarattı.)
- Seeing her ex-boyfriend with someone else triggered her jealousy. (Eski sevgilisini başka birisiyle görünce onun kıskançlığını tetikledi.)
- The thought of an upcoming exam always triggers my anxiety. (Yaklaşan bir sınav düşüncesi her zaman kaygılarımı tetikler.)
- The car accident triggered a series of legal proceedings. (Trafik kazası bir dizi yasal işlemin başlatılmasına neden oldu.)
- The news of her father’s death triggered a deep sadness in her. (Babasının ölüm haberleri onda derin bir üzüntü yarattı.)
- The button on the remote control triggers the television to turn on. (Kumandadaki düğme televizyonun açılmasını tetikler.)
- The sight of blood triggered her phobia of needles. (Kan görüntüsü iğne fobisini tetikledi.)
- The criticism from her boss triggered her to improve her work performance. (Patronundan gelen eleştiri iş performansını iyileştirmek için onu tetikledi.)
- The smell of smoke triggered the fire alarm. (Duman kokusu yangın alarmını tetikledi.)
- The sound of a gunshot triggered a sudden fear in the neighborhood. (Silah sesi mahallede aniden korku yarattı.)
- The sight of the ocean triggers a sense of peace in me. (Deniz manzarası bende huzur hissi tetikler.)
- The arrival of the police triggered a confession from the suspect. (Polislerin gelişi şüphelinin itirafını tetikledi.)
- The start of the concert triggered a round of applause from the audience. (Konserin başlaması izleyicilerden alkış tufanını tetikledi.)
- The first snowfall of the year triggered a feeling of nostalgia in me. (Yılın ilk kar yağışı benimde nostalji hissini tetikledi.)
- The smell of sunscreen always triggers memories of childhood summers. (Güneş kremi kokusu her zaman çocukluk yazlarına dair anıları tetikler.)
- The sight of a spider triggers her arachn
ophobia. (Örümcek görüntüsü onun örümcek korkusunu tetikler.)
Hemen Yorum Yaz