Trail İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Trail İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Trail (İz) İle İlgili Cümleler

Trail kelimesi Türkçe’de iz, patika veya takip etmek anlamlarına gelir.

  1. The trail through the forest was well-marked. (Orman içindeki patika iyi işaretlenmişti.)
  2. I followed the trail of breadcrumbs to find my way back home. (Ekmek kırıntılarından iz sürerek eve geri döndüm.)
  3. The hunter tracked the deer through the forest trail. (Avcı, orman patikasından geyiği takip etti.)
  4. The hiking trail offered breathtaking views of the mountains. (Yürüyüş patikası dağların nefes kesen manzaralarını sunuyordu.)
  5. The police are investigating the trail of clues left behind by the burglar. (Polis, hırsızın geride bıraktığı ipuçlarının izini sürüyor.)
  6. We walked along the nature trail and saw many different species of birds. (Doğa yürüyüşü yaparak birçok farklı kuş türü gördük.)
  7. The mountain biker navigated the rocky trail with skill and precision. (Dağ bisikletçisi, kayalık patikayı ustalıkla ve hassasiyetle yönetti.)
  8. The footprints on the muddy trail led us to the riverbank. (Çamurlu patikadaki ayak izleri bizi nehrin kıyısına götürdü.)
  9. The horseback riding trail took us through fields of wildflowers. (At binme patikası, bizi yabani çiçek tarlalarından geçirdi.)
  10. The trail of smoke from the chimney indicated that someone was home. (Bacasından gelen duman izi, birinin evde olduğunu gösteriyordu.)
  11. She left a trail of destruction wherever she went. (Nereye giderse gitsin yıkım izi bıraktı.)
  12. The trail led to a hidden waterfall in the forest. (Patika ormandaki gizli bir şelaleye kadar gidiyordu.)
  13. We took a scenic trail to the top of the mountain. (Dağın zirvesine çıkmak için manzaralı bir patika seçtik.)
  14. The detective followed the suspect’s trail to the abandoned warehouse. (Dedektif, şüphelinin izini terk edilmiş depoya kadar takip etti.)
  15. The hiking trail was too steep for me to climb. (Yürüyüş patikası benim tırmanacak kadar dik değildi.)
  16. The trail of ants led to a piece of candy on the floor. (Karınca izi, yerdeki bir şeker parçasına kadar uzanıyordu.)
  17. The park ranger warned us to stay on the designated trail to avoid damaging the ecosystem. (Park bekçisi, ekosistemi zarar vermemek için belirlenen patikada kalmamızı önerdi.)
  18. She blazed a trail for women in the male-dominated field of engineering. (Mühendislikte erkek egemenliği olan alanda kadınlar için bir yol açtı.)
    19
  1. The mountain climbers followed the trail of ropes and carabiners up the steep cliff face. (Dağcılar, dik kayalık yüzeydeki halat ve karabinerin izini takip ettiler.)
  2. The trail of footprints in the snow led us to the cabin in the woods. (Kar üzerindeki ayak izleri, bizi ormandaki kabinin yolunu gösterdi.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.