Torpor İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Torpor İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Torpor İle İlgili Cümleler (Sentences with Torpor)

Torpor, hareketsizlik ve yavaşlama anlamına gelir. Bu kelime, vücudun savunma mekanizmalarının bir parçası olarak bazı hayvanlarda ve bazı insanlarda da uykuda veya stresli durumlarda görülebilir.

1. After a long hike, I fell into a state of torpor on the couch. (Uzun bir yürüyüşten sonra kanepeye torpor hali içinde düştüm.)
2. During the winter months, the bear enters a state of torpor to conserve energy. (Kış aylarında ayı, enerji tasarrufu için torpor hâline girer.)
3. The sloth’s torpor allows it to conserve energy and move slowly. (Lenuş’un torpor hali enerji tasarrufu sağlar ve yavaş hareket etmesine izin verir.)
4. His depression caused him to be in a state of torpor for weeks. (Depresyonu nedeniyle haftalarca torpor hâlinde kaldı.)
5. The cold weather put the lizard into a state of torpor. (Soğuk hava kertenkeleleri torpor hâline sokar.)
6. The plants are in a state of torpor during the winter months. (Bitkiler kış aylarında torpor hâlinde bulunur.)
7. The team’s torpor during the first half cost them the game. (Takımın ilk yarıdaki torporu onlara oyunu kaybettirdi.)
8. The turtle’s torpor helps it survive in harsh conditions. (Kaplumbağanın torporu onun sert koşullarda hayatta kalmasına yardımcı olur.)
9. She was so tired that she fell into a state of torpor during the movie. (O kadar yorgundu ki film sırasında torpor hâline düştü.)
10. The bat’s torpor allows it to conserve energy while it hangs upside down. (Yarasaların torpor hali, baş aşağı asılıyken enerji tasarrufu sağlar.)
11. The company’s torpor in responding to customer complaints hurt their reputation. (Şirketin müşteri şikayetlerine yanıt verme konusundaki torporu itibarına zarar verdi.)
12. The caterpillar entered a state of torpor before becoming a butterfly. (Kelebek olmadan önce tırtıl torpor hâline girdi.)
13. The tortoise’s torpor allows it to survive long periods without food or water. (Kaplumbağanın torporu onun yiyecek veya su olmadan uzun süre hayatta kalmasına izin verir.)
14. The athlete’s torpor during training led to a disappointing performance. (Sporcu antrenmanda torpor hâlinde olması hayal kırıklığına neden oldu.)
15. The hibernating bear was in a state of torpor for several months. (Kış uykusunda olan ayı birkaç ay boyunca torpor hâlindeydi.)
16. The lizard’s torpor allows it to survive in arid environments. (Kertenkele

17. The bird’s torpor helps it conserve energy during long migrations. (Kuşların torpor hali, uzun göçler sırasında enerji tasarrufu sağlar.)
18. The patient’s torpor was a side effect of the medication they were taking. (Hastanın torpor hali aldığı ilacın bir yan etkisiydi.)
19. The sloth’s torpor makes it difficult for predators to detect it. (Lenuş’un torpor hali, avcıların onu tespit etmesini zorlaştırır.)
20. The company’s torpor in adopting new technology put them at a disadvantage compared to their competitors. (Yeni teknolojiyi benimseme konusundaki şirketin torporu, rakipleriyle karşılaştırıldığında dezavantajlı hale getirdi.)