Tone İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Tone İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Tone Nedir?

Tone, bir cümlede kullanılan kelime ve ifadelerin, söyleyiş biçimi ve vurguların bir araya gelerek oluşturduğu duygu ve atmosferdir. İletişimde ton, konuşmanın veya yazılı metnin algılanma şeklini etkiler ve söylenenin anlamına bağlı olarak farklı tonlar kullanılabilir.

Örnek Cümleler:

1. Her voice had a harsh tone. (Sesi sert bir tondan çıkıyordu.)
2. The tone of his letter was formal. (Mektubunun tonu resmiydi.)
3. I could sense the anger in her tone. (Ses tonundaki öfkeyi hissedebildim.)
4. His sarcastic tone was not lost on me. (Alaycı tonu benim için kaybolmadı.)
5. She spoke in a cheerful tone. (Keyifli bir tonla konuştu.)
6. The author’s tone was one of despair. (Yazarın tonu umutsuzluktu.)
7. His tone was serious, which made me nervous. (Tonu ciddiydi, bu da beni sinirlendirdi.)
8. Her tone was gentle and soothing. (Sesi yumuşak ve yatıştırıcıydı.)
9. The boss spoke in a commanding tone. (Patron emredici bir tonla konuştu.)
10. I could tell by her tone that she was not happy. (Ses tonundan mutlu olmadığını anlayabildim.)
11. The tone of the meeting was very formal. (Toplantının tonu çok resmiydi.)
12. His tone was apologetic when he realized his mistake. (Hatasını fark ettiğinde, tonu özür dilemek için oldu.)
13. The singer’s tone was powerful and moving. (Şarkıcının tonu güçlü ve etkileyiciydi.)
14. His tone was sarcastic and biting. (Tonu alaycı ve sertti.)
15. Her tone was hesitant and unsure. (Sesi tereddütlü ve emin olmayan bir şekildeydi.)
16. The tone of the book was dark and depressing. (Kitabın tonu karanlık ve depresifti.)
17. He spoke in a reassuring tone to calm her down.
18. The tone of the conversation changed when they brought up politics. (Siyaset konuşmaya gelince, konuşmanın tonu değişti.)
19. She used a flirtatious tone when she spoke to him. (Onunla konuşurken flörtöz bir ton kullandı.)
20. The tone of the movie was suspenseful. (Filmin tonu gerilimliydi.)
21. He spoke in a condescending tone, which irritated me. (Aşağılayıcı bir tonla konuştu, bu beni rahatsız etti.)