Tight-Knit İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Tight-Knit İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Tight-Knit Nedir?

Tight-knit, sıkı sıkıya bağlı veya yakın bir şekilde bağlı anlamına gelir. Bu kelime genellikle, insanlar arasındaki yakın bağlantıları ifade etmek için kullanılır.

Örnek cümleler:

  1. My family is very tight-knit, and we always support each other. (Ailem çok sıkı bağlıdır ve her zaman birbirimize destek oluruz.)
  2. The team’s tight-knit bond helped them win the championship. (Takımın sıkı bağlantısı, şampiyonluğu kazanmalarına yardımcı oldu.)
  3. The small town was known for its tight-knit community. (Küçük kasaba, sıkı bağlı topluluğuyla tanınıyordu.)
  4. The tight-knit group of friends had been together since childhood. (Sıkı bağlı arkadaş grubu çocukluktan beri birlikteydi.)
  5. The company’s success was due in part to its tight-knit team of employees. (Şirketin başarısı, çalışanları arasındaki sıkı bağlantıların bir kısmından kaynaklanıyordu.)
  6. The neighborhood was a tight-knit community where everyone knew each other. (Mahalle, herkesin birbirini tanıdığı sıkı bağlı bir topluluktu.)
  7. The school had a tight-knit group of teachers who worked together to help their students succeed. (Okulda, öğrencilerinin başarısı için birlikte çalışan sıkı bağlantılı bir öğretmen grubu vardı.)
  8. The church was a tight-knit community of believers who supported each other. (Kilise, birbirlerine destek olan sıkı bağlı bir inanan topluluğuydu.)
  9. The military unit was a tight-knit group that depended on each other for survival. (Askeri birim, hayatta kalmak için birbirlerine bağımlı olan sıkı bağlantılı bir gruptu.)
  10. The sports team was a tight-knit group of athletes who pushed each other to be their best. (Spor takımı, birbirlerine en iyisi olmaları için iten sıkı bağlantılı bir sporcu grubuydu.)
  11. The tight-knit community rallied together to support the local food bank. (Sıkı bağlantılı topluluk, yerel gıda bankasına destek olmak için bir araya geldi.)
  12. The tight-knit family had a tradition of gathering for Sunday dinners. (Sıkı bağlantılı aile, Pazar yemekleri için toplanma geleneğine sahipti.)
  13. The company’s tight-knit culture encouraged collaboration and teamwork. (Şirketin sıkı bağlantılı kültürü, işbirliği ve takım çalışmasını teşvik etti.)
  14. The tight-knit neighborhood watch program helped reduce crime in the area. (Sıkı bağlantılı mahalle gözetim programı, bölgedeki suç oranını azaltmaya yardımcı oldu.)
  1. The band members were a tight-knit group who had been playing together for years. (Grup üyeleri yıllardır birlikte çalan sıkı bağlantılı bir gruptu.)
  2. The tight-knit community of artists supported each other’s work and held regular exhibitions. (Sanatçıların oluşturduğu sıkı bağlantılı topluluk, birbirlerinin çalışmalarını destekledi ve düzenli sergiler düzenledi.)
  3. The tight-knit group of volunteers worked tirelessly to clean up the park. (Gönüllülerin sıkı bağlantılı grubu, parkı temizlemek için özverili bir şekilde çalıştı.)
  4. The close-knit family was devastated when their beloved dog passed away. (Yakın aileleri sevilen köpekleri öldüğünde yıkıldı.)
  5. The tight-knit community of immigrants helped each other navigate their new lives in a foreign country. (Göçmenlerin oluşturduğu sıkı bağlantılı topluluk, yabancı bir ülkede yeni hayatlarına uyum sağlamalarına yardımcı oldu.)
  6. The tight-knit group of coworkers often went out for drinks after work. (Sıkı bağlantılı iş arkadaşları sık sık işten sonra içmeye çıkardı.)

(Türkçe Çevirileri italik olarak yazılmıştır.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.