Thrill İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı
Thrill İle İlgili Cümleler
Thrill, heyecan veya coşku gibi duyguları ifade eden bir İngilizce kelime olarak kullanılır.
- I felt a thrill of excitement when I heard the news. (Heyecanla doldum haberleri duyunca.)
- Roller coasters give me a thrill. (Lunapark trenleri bende heyecan yaratır.)
- Jumping out of a plane is a thrilling experience. (Uçaktan atlamak heyecan verici bir deneyimdir.)
- The movie was a real thrill ride from start to finish. (Film başından sonuna kadar gerçek bir heyecan kaynağıydı.)
- The bungee jump gave her a thrill she’ll never forget. (Bungee jumping ona unutamayacağı bir heyecan yaşattı.)
- The suspenseful novel gave me a thrill. (Gerilim dolu roman bende heyecan uyandırdı.)
- The race provided a thrill for all the spectators. (Yarış izleyiciler için heyecan vericiydi.)
- He got a thrill out of performing in front of a large audience. (Büyük bir izleyici kitlesi önünde performans sergilemek ona heyecan verdi.)
- Skiing down a steep mountain slope can be a real thrill. (Dik bir dağ yamacından kaymak gerçek bir heyecan olabilir.)
- The escape room game was a thrilling challenge. (Kaçış odası oyunu heyecan verici bir zorluktu.)
- The haunted house was designed to give visitors a thrill. (Perili ev ziyaretçilere heyecan yaşatmak için tasarlandı.)
- Base jumping is not for the faint of heart, but it certainly provides a thrill. (Base jumping, kalbi güçlü olmayanlar için değil, ancak kesinlikle heyecan verici bir deneyim sağlar.)
- The thrill of victory was evident on the athlete’s face. (Sporcu yüzünde zaferin heyecanı belirgin şekilde görülebiliyordu.)
- The criminal’s arrest was a thrilling moment for the detective. (Suçlunun yakalanması dedektif için heyecan verici bir an oldu.)
- The adventure park offered a variety of thrilling activities. (Macera parkı çeşitli heyecan verici etkinlikler sunuyordu.)
- Going on a safari in Africa is a thrilling experience. (Afrika’da safariye çıkmak heyecan verici bir deneyimdir.)
- The high-speed chase was a thrilling scene in the action movie. (Yüksek hızlı kovalamaca aksiyon filminde heyecan verici bir sahneydi.)
- The thrill of being on stage never gets old for the performer. (Sahne de olmanın heyecanı performansçı için asla eskimez.)
- The extreme sports athlete craves the thrill of danger. (Aşırı sporlarla uğraşan sporcu, tehlikenin heyecanını arar.)
- The haunted hayride was a thrilling Halloween activity. (Perili at arabası turu, heyecan verici bir Cadılar
- The rush of adrenaline from skydiving is an incredible thrill. (Skydiving ile gelen adrenalin akışı inanılmaz bir heyecan kaynağıdır.)
- The thrill of exploring a new city is what makes traveling so exciting. (Yeni bir şehri keşfetmenin heyecanı seyahati bu kadar heyecanlı kılar.)
- Watching a horror movie can give you a thrill without putting yourself in danger. (Korku filmi izlemek kendinizi tehlikeye atmadan heyecan yaşamanızı sağlayabilir.)
- The thrill of winning the lottery is something many people dream of. (Loto kazanmanın heyecanı, birçok insanın hayalini kurduğu bir şeydir.)
- Mountain climbing can be a thrilling but dangerous activity. (Dağ tırmanışı heyecan verici ancak tehlikeli bir etkinliktir.)
- The thrill of seeing a wild animal in its natural habitat is indescribable. (Vahşi bir hayvanı doğal ortamında görmek heyecan verici şekilde tarif edilemez.)
- The theme park’s newest ride promises to be a thrilling experience. (Tema parkının en yeni treni heyecan verici bir deneyim vadeder.)
- Riding a motorcycle at high speeds provides a unique thrill. (Yüksek hızlarda motosiklet sürmek benzersiz bir heyecan sağlar.)
- The thrill of meeting your favorite celebrity can be overwhelming. (En sevdiğiniz ünlü ile tanışmanın heyecanı çok büyük olabilir.)
- The adrenaline rush from participating in extreme sports is what makes it a thrill-seeker’s dream. (Aşırı sporlara katılımın getirdiği adrenalin akışı, heyecan arayanların rüyası haline getirir.)
Hemen Yorum Yaz