Threateningly İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Threateningly İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Threateningly kelimesinin Türkçe anlamı:

Tehdit edici bir şekilde, korkutucu bir şekilde.

Örnek cümleler:

1. Threateningly

   He stood up and approached her threateningly. (Kalktı ve ona tehditkar bir şekilde yaklaştı.)

2. Threateningly

   The dog growled threateningly at the stranger. (Köpek yabancıya tehditkar bir şekilde hırladı.)

3. Threateningly

   He spoke threateningly to his opponent. (Rakibine tehditkar bir şekilde konuştu.)

4. Threateningly

   The dark clouds gathered threateningly in the sky. (Karanlık bulutlar gökyüzünde tehditkar bir şekilde toplandı.)

5. Threateningly

   The man glared at her threateningly. (Adam ona tehditkar bir şekilde bakıştı.)

6. Threateningly

   The robber approached the teller threateningly. (Hırsız kasaya tehditkar bir şekilde yaklaştı.)

7. Threateningly

   The thunder rumbled threateningly in the distance. (Gök gürültüsü uzaklarda tehditkar bir şekilde kükredi.)

8. Threateningly

   The teacher looked at the students threateningly and told them to be quiet. (Öğretmen öğrencilere tehditkar bir şekilde baktı ve sessiz olmalarını söyledi.)

9. Threateningly

   The man held the knife threateningly in his hand. (Adam bıçağı elinde tehditkar bir şekilde tuttu.)

10. Threateningly

    The truck driver honked threateningly at the car in front of him. (Kamyon şoförü önünde duran arabaya tehditkar bir

    şekilde korna çaldı.)

11. Threateningly

    The man’s tone of voice became threateningly when he didn’t get his way. (Adamın ses tonu, istediğini alamadığında tehditkar bir hale geldi.)

12. Threateningly

    The storm clouds loomed threateningly over the city. (Fırtına bulutları şehrin üzerinde tehditkar bir şekilde belirdi.)

13. Threateningly

    The gang members approached him threateningly. (Çete üyeleri ona tehditkar bir şekilde yaklaştılar.)

14. Threateningly

    The man looked at her threateningly and she felt uneasy. (Adam ona tehditkar bir şekilde baktı ve o kendini huzursuz hissetti.)

15. Threateningly

    The snake hissed threateningly at the hiker. (Yılan yürüyüşçüye tehditkar bir şekilde sesti.)

16. Threateningly

    The group of bullies surrounded him threateningly. (Zorbalık yapan grubu ona tehditkar bir şekilde çevreledi.)

17. Threateningly

    The officer spoke to the suspect threateningly. (Memur şüpheliye tehditkar bir şekilde konuştu.)

18. Threateningly

    The stormy sea looked threateningly dark and ominous. (Fırtınalı deniz tehditkar karanlık ve kötüye işaret ediyordu.)

19. Threateningly

    The bully glared at the victim threateningly. (Zorba kurbanı tehditkar bir şekilde süzdü.)

20. Threateningly

    The police officer drew his gun threateningly and told the criminal to freeze. (Polis memuru silahını tehditkar bir şekilde çekti ve suçluya donmasını söyledi.)