Thoughtful İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Thoughtful İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Thoughtful

Türkçe Anlamı: Düşünceli, anlayışlı, düşünceli davranan.

  1. She was thoughtful enough to bring me soup when I was sick. (O, hastalandığımda bana çorba getirmek için düşünceliydi.)
  2. He gave a thoughtful response to the question. (Soruya düşünceli bir yanıt verdi.)
  3. Her thoughtful words made me feel better. (Düşünceli sözleri beni daha iyi hissettirdi.)
  4. The teacher was very thoughtful in her feedback. (Öğretmen, geri bildiriminde çok düşünceliydi.)
  5. He was thoughtful of others and always helped those in need. (Başkalarını düşünen ve ihtiyacı olanlara her zaman yardım eden biriydi.)
  6. The CEO made a thoughtful decision regarding the company’s future. (CEO, şirketin geleceğiyle ilgili düşünceli bir karar verdi.)
  7. She was a thoughtful listener, always giving her full attention. (O, her zaman tam dikkat veren düşünceli bir dinleyiciydi.)
  8. The book provided a thoughtful analysis of the political situation. (Kitap, siyasi durumun düşünceli bir analizini sağladı.)
  9. He was thoughtful enough to give his seat to the elderly woman on the bus. (Otobüste yaşlı kadına koltuğunu vermek için yeterince düşünceliydi.)
  10. Her thoughtful gesture of bringing flowers brightened up my day. (Çiçek getirerek düşünceli jesti benim günümü aydınlattı.)
  11. He gave a thoughtful gift that showed he really knew me. (Gerçekten beni tanıdığını gösteren düşünceli bir hediye verdi.)
  12. The thoughtful design of the building took into account accessibility for people with disabilities. (Bina tasarımı, engelli insanların erişilebilirliğini dikkate aldı.)
  13. She was always thoughtful in her approach to problem-solving. (Sorun çözme yaklaşımında her zaman düşünceliydi.)
  14. His thoughtful consideration of different perspectives led to a well-rounded decision. (Farklı bakış açılarının düşünceli bir şekilde değerlendirilmesi, dengeli bir karara yol açtı.)
  15. The team’s thoughtful collaboration resulted in a successful project. (Takımın düşünceli işbirliği başarılı bir projeye yol açtı.)
  16. She wrote a thoughtful essay on the impact of technology on society. (Toplum üzerinde teknolojinin etkisi hakkında düşünceli bir makale yazdı.)
  17. He showed a thoughtful understanding of cultural differences. (Kültürel farklılıkların düşünceli bir anlayışını gösterdi.)
  18. The company’s thoughtful consideration of environmental impact led to sustainable practices. (Çevresel etkinin düşünceli bir şekilde ele alınması, sürdürülebilir uygulamalara yol açtı.)
  19. The thoughtful layout of the website made it

easy to navigate. (Web sitesinin düşünceli düzeni, gezinmeyi kolaylaştırdı.)
20. Her thoughtful critique of my work helped me improve. (İşimle ilgili düşünceli eleştirisi benim gelişmemi sağladı.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.