The Righteous İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

The Righteous İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

The Righteous – Doğruya Uyan, İyilik Yapan

The word “righteous” refers to a person who follows moral and ethical principles and acts in a just and fair way. Here are 20 example sentences with Turkish translations using “righteous” in context:

  1. The righteous man never hesitated to help those in need.
    (Tanıdığı kişilerin yardımına koşmaktan asla çekinmeyen doğruya uygun adam.)

  2. It is the duty of the righteous to stand up against injustice.
    (Doğruya uygun insanların adaletsizliğe karşı durması bir görevdir.)

  3. The righteous always strive to do what is right, even in difficult situations.
    (Doğruya uygun insanlar her zaman doğru olanı yapmak için çaba gösterirler, hatta zor durumlarda bile.)

  4. The righteous believe in treating others the way they would like to be treated.
    (Doğruya uygun insanlar, başkalarına kendilerine davranılmak istediği gibi davranmayı benimserler.)

  5. Only the righteous can truly bring about positive change in the world.
    (Sadece doğruya uygun insanlar dünyada gerçekten pozitif değişim yapabilirler.)

  6. The righteous do not seek personal gain, but rather do what is best for others.
    (Doğruya uygun insanlar kişisel kazanç peşinde değil, başkaları için en iyisini yaparlar.)

  7. The righteous are not afraid to stand alone if it means doing what is right.
    (Doğru olanı yapmak için yalnız durmak gerekiyorsa, doğruya uygun insanlar bundan korkmazlar.)

  8. The righteous do not judge others based on superficial qualities such as race or appearance.
    (Doğruya uygun insanlar, ırk veya görünüm gibi yüzeysel özelliklere dayanarak başkalarını yargılamazlar.)

  9. The righteous are always guided by their conscience and inner moral compass.
    (Doğruya uygun insanlar her zaman vicdanları ve iç moral pusulalarıyla yönlendirilirler.)

  10. The righteous do not let fear or intimidation prevent them from speaking out against wrongdoing.
    (Korku veya sindirme, doğru karşıtı hareketlere karşı konuşmaktan doğruya uygun insanları alıkoymaz.)

  11. The righteous understand that true power comes from doing good and making a positive impact.
    (Doğruya uygun insanlar gerçek gücün iyi yapmaktan ve pozitif bir etki yaratmaktan geldiğini anlarlar.)

  12. The righteous are known for their integrity, honesty, and fairness.
    (Doğruya uygun insanlar dürüstlük, samimiyet ve adaletleriyle tanınırlar.)

  13. The righteous do not seek revenge, but rather forgiveness and reconciliation.
    (Doğruya uygun insanlar intikam peşinde değil, affetme ve uzlaşma arayışındadırlar.)

  14. The righteous understand that their actions have a ripple effect and strive to make a positive impact on those around them.
    (Doğruya uygun insanların eylemler

  1. (devamı) etkilerinin dalga dalga yayıldığını anlarlar ve çevrelerindeki insanlar üzerinde pozitif bir etki yaratmak için çaba gösterirler.)

  2. The righteous do not discriminate against others based on their beliefs, religion, or sexual orientation.
    (Doğruya uygun insanlar inançlarına, dinlerine veya cinsel yönelimlerine dayalı olarak başkalarını ayrımcılık yapmazlar.)

  3. The righteous are willing to make sacrifices for the greater good.
    (Doğruya uygun insanlar büyük amaçlar için fedakarlık yapmaya hazırdırlar.)

  4. The righteous do not shy away from difficult conversations or confrontations when it is necessary to speak the truth.
    (Doğruyu söylemek gerektiğinde zorlu konuşmalardan veya karşılaşmalardan kaçınmayan doğruya uygun insanlar.)

  5. The righteous seek to build bridges between people rather than walls.
    (Doğruya uygun insanlar, duvarlar değil, insanlar arasında köprüler kurmaya çalışırlar.)

  6. The righteous understand that forgiveness and compassion are essential for personal growth and healing.
    (Doğruya uygun insanlar kişisel büyüme ve iyileşme için affetme ve şefkatin hayati önem taşıdığını anlarlar.)

  7. The righteous do not give up in the face of adversity, but rather use challenges as opportunities for growth and learning.
    (Doğruya uygun insanlar zorluklar karşısında pes etmez, aksine zorlukları büyüme ve öğrenme fırsatları olarak kullanırlar.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.