That Means İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

That Means İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

That Means İle İlgili Cümleler

That means, İngilizcede sık kullanılan bir ifadedir ve genellikle bir konunun özetini vermek veya bir şeyin ne anlama geldiğini açıklamak için kullanılır.

Örnek Cümleler:

  1. I need to finish this report by tomorrow. That means I’ll have to work late tonight. (Bu raporu yarına kadar bitirmem gerekiyor. Bu da demek oluyor ki bu gece geç saatlere kadar çalışmam gerekecek.)
  2. He lost his job last week. That means he’ll have to start looking for a new one. (Geçen hafta işini kaybetti. Bu da demek oluyor ki yeni bir iş aramaya başlaması gerekecek.)
  3. She’s allergic to peanuts. That means she can’t eat anything that contains peanuts. (Fıstık alerjisi var. Bu da demek oluyor ki fıstık içeren hiçbir şey yiyemez.)
  4. The restaurant is closed on Sundays. That means we’ll have to find somewhere else to eat. (Restoran Pazar günleri kapalı. Bu da demek oluyor ki başka bir yerde yemek yememiz gerekecek.)
  5. He’s a doctor. That means he knows a lot about medicine. (O bir doktor. Bu da demek oluyor ki tıp hakkında çok şey biliyor.)
  6. The plane is delayed. That means we’ll have to wait at the airport for a few hours. (Uçak rötar yapıyor. Bu da demek oluyor ki birkaç saat havaalanında beklememiz gerekecek.)
  7. She’s from Brazil. That means Portuguese is her native language. (O, Brezilya’dan. Bu da demek oluyor ki ana dili Portekizce.)
  8. The concert starts at 8pm. That means we should get there at least half an hour early. (Konser saat 8’de başlıyor. Bu da demek oluyor ki en az yarım saat önce orada olmalıyız.)
  9. The movie is rated R. That means it’s not suitable for children. (Film R dereceli. Bu da demek oluyor ki çocuklar için uygun değil.)
  10. The museum is closed for renovations. That means we can’t visit it until it reopens. (Müze yenilenme çalışmaları nedeniyle kapalı. Bu da demek oluyor ki yeniden açılana kadar ziyaret edemeyiz.)
  11. He’s been practicing the piano for years. That means he’s probably a very good pianist. (Yıllardır piyano çalıyor. Bu da demek oluyor ki muhtemelen çok iyi bir piyanist.)
  12. The cake is still in the oven. That means it won’t be ready for another half an hour. (Kek hala fırında. Bu da demek oluyor ki başka yarım saat hazır olmayacak.)
  13. The store is out of stock. That means we’ll have to look for the product somewhere else. (Mağazada stok yok. Bu da demek oluyor ki ürünü başka bir yerde aramamız gere
  1. The test is multiple-choice. That means you need to select the correct answer from a list of options. (Test çoktan seçmeli. Bu da demek oluyor ki doğru cevabı bir seçenek listesinden seçmeniz gerekiyor.)
  2. She’s a vegetarian. That means she doesn’t eat meat. (O bir vejetaryen. Bu da demek oluyor ki et yemiyor.)
  3. The book is over 500 pages. That means it’s a long read. (Kitap 500 sayfadan fazla. Bu da demek oluyor ki uzun bir okuma.)
  4. The car is in the garage. That means we’ll have to take the bus to get there. (Araba garajda. Bu da demek oluyor ki oraya gitmek için otobüse binmemiz gerekecek.)
  5. He’s a lawyer. That means he deals with legal issues. (O bir avukat. Bu da demek oluyor ki yasal konularla ilgilenir.)
  6. The game is on Saturday. That means we can’t make plans for that day. (Oyun Cumartesi günü. Bu da demek oluyor ki o gün için plan yapamayız.)
  7. She’s a teacher. That means she works with students. (O bir öğretmen. Bu da demek oluyor ki öğrencilerle çalışır.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.