Tempted İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Tempted İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Tempted İle İlgili Cümleler

Tempted, Türkçe dilinde “cesaretlendirilmiş, dürtülen veya özendirilmiş” anlamına gelir. İşte, İngilizce örnek cümleler:

  1. I was tempted to eat the whole cake, but I managed to resist. (Past tense)
    (Tüm keki yemek istedim, ama direnmeyi başardım.)

  2. She was tempted to skip the meeting, but decided to attend anyway.
    (Toplantıyı atlamak istedi, ama yine de katılmaya karar verdi.)

  3. The salesman was tempted to lie about the product’s features to make a sale.
    (Satıcı, satış yapmak için ürünün özellikleri hakkında yalan söylemeye teşvik edildi.)

  4. He is always tempted to overspend on his credit card.
    (O, her zaman kredi kartında aşırı harcama yapmaya teşvik edilir.)

  5. She was tempted to quit her job, but decided to stick with it for a little longer.
    (İşinden ayrılmak istedi, ama biraz daha sabretmeye karar verdi.)

  6. He was tempted to cheat on the test, but chose to study instead.
    (Sınavda kopya çekmeye teşvik edildi, ancak çalışmayı tercih etti.)

  7. She was tempted to buy the expensive dress, but opted for the cheaper one instead.
    (Pahalı elbiseyi almaya teşvik edildi, ancak daha ucuzu tercih etti.)

  8. He was tempted to tell a white lie, but decided to be honest.
    (Beyaz bir yalan söylemeye teşvik edildi, ancak dürüst olmaya karar verdi.)

  9. She was tempted to take a day off, but knew she had too much work to do.
    (Bir gün izin almaya teşvik edildi, ama çok fazla işi olduğunu biliyordu.)

  10. He was tempted to try the new restaurant, but decided to stick with his usual spot.
    (Yeni restoranı denemeye teşvik edildi, ama her zamanki yerinde kalmaya karar verdi.)

  11. She was tempted to sleep in, but knew she had an early meeting.
    (Geç yatmaya teşvik edildi, ancak erken bir toplantısı olduğunu biliyordu.)

  12. He was tempted to skip the gym, but knew he would regret it later.
    (Spor salonunu atlamaya teşvik edildi, ama daha sonra pişman olacağını biliyordu.)

  13. She was tempted to gossip about her colleague, but decided to keep it to herself.
    (İş arkadaşı hakkında dedikodu yapmaya teşvik edildi, ama kendine saklamaya karar verdi.)

  14. He was tempted to take a shortcut, but knew it was unsafe.
    (Kısa yol almayı teşvik edildi, ama güvensiz olduğunu biliyordu.)

  15. She was tempted to splurge on a shopping spree, but knew she needed to save money.
    (Alışveriş çılgınlığına para harcamaya teşvik edildi, ama para biriktirm

  1. He was tempted to stay up all night, but knew he had to wake up early.
    (Bütün gece uyanık kalmaya teşvik edildi, ama erken kalkması gerektiğini biliyordu.)

  2. She was tempted to break up with her boyfriend, but decided to work on their relationship instead.
    (Erkek arkadaşıyla ayrılmaya teşvik edildi, ama ilişkilerini düzeltmeye karar verdi.)

  3. He was tempted to quit his job and travel the world, but decided to save up for a while longer.
    (İşinden ayrılıp dünyayı gezmeye teşvik edildi, ama biraz daha para biriktirmeye karar verdi.)

  4. She was tempted to eat unhealthy foods, but chose to stick to her diet.
    (Sağlıksız yiyecekler yemeye teşvik edildi, ancak diyetine sadık kalmayı seçti.)

  5. He was tempted to give up on his dream, but decided to keep working towards it.
    (Hayalinden vazgeçmeye teşvik edildi, ama ona doğru çalışmaya devam etmeye karar verdi.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.