Tell İn Advance İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Tell İn Advance İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Önceden

Önceden, bir şeyin gerçekleşmeden önce yapılan veya bilinen bir şeyi ifade eder.

1. İn advance booking is required for the concert.
   (Tiyatro için önceden rezervasyon yapılması gerekiyor.)

2. You need to pay the rent in advance.
   (Kirayı önceden ödemen gerekiyor.)

3. We were given advance warning about the storm.
   (Bize fırtına önceden haber verildi.)

4. Please let us know in advance if you need to cancel the reservation.
   (Rezervasyonu iptal etmeniz gerekiyorsa, lütfen bize önceden bildirin.)

5. The company paid him an advance for the project.
   (Şirket, proje için ona bir avans ödedi.)

6. I need to advance my studies to get a better job.
   (Daha iyi bir iş bulmak için eğitimimi önceden ilerletmem gerekiyor.)

7. The athlete made an advance towards the finish line.
   (Sporcu, finiş çizgisine doğru bir hamle yaptı.)

8. The advance team will prepare the equipment for the expedition.
   (Öncü ekip, keşif için ekipmanları hazırlayacak.)

9. They paid me an advance for the work I will do next month.
   (Gelecek ay yapacağım iş için bana bir avans ödediler.)

10. He always likes to plan everything in advance.
    (Her zaman her şeyi önceden planlamayı sever.)

11. The company advanced her to a higher position.
    (Şirket, onu daha yüksek bir pozisyona terfi ettirdi.)

12. The advance copy of the book was sent to the reviewers.
    (Kitabın önceden kopyası eleştirmenlere gönderildi.)

13. You need to notify the hotel in advance if you will arrive late.
    (Geç kalacaksanız, oteli önceden bilgilendirmeniz gerekiyor.)

14. The advance guard spotted the enemy troops in the distance.
    (

15. The company offers advance payment options for their customers.
    (Şirket, müşterilerine avans ödeme seçenekleri sunar.)

16. The project was completed in advance of the deadline.
    (Proje, teslim tarihinden önce tamamlandı.)

17. He made an advance on his salary to pay for the car repairs.
    (Oto tamirleri için maaşına bir avans yaptı.)

18. The advance technology used in the new smartphone is impressive.
    (Yeni akıllı telefonlarda kullanılan ileri teknoloji etkileyici.)

19. She always packs her bags in advance of the trip.
    (Yolculuktan önce her zaman çantasını hazırlar.)

20. The company gave the employees an advance notice of the upcoming changes.
    (Şirket, çalışanlara yaklaşan değişikliklerle ilgili bir önceden bildirim yaptı.)