Tedium İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Tedium İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Tedium İle İlgili Cümleler

Tedium, sıkıntı, can sıkıntısı, monotonluk anlamına gelen bir kelime olarak tanımlanabilir. Aşağıda tedium kelimesinin kullanıldığı örnek cümleler bulunmaktadır:

1. I hate doing the same thing every day; it’s so tedious. (Her gün aynı şeyi yapmaktan nefret ediyorum; çok sıkıcı.)
2. The tedium of his job made him want to quit. (İşinin sıkıcılığı onun istifa etmek istemesine sebep oldu.)
3. The tedium of the lecture made me fall asleep. (Dersin sıkıcılığı beni uyuttu.)
4. The tedium of waiting for the train made the time pass slowly. (Treni beklemenin sıkıcılığı zamanın yavaş geçmesine sebep oldu.)
5. I can’t stand the tedium of cleaning the house. (Ev temizliğinin sıkıcılığına dayanamıyorum.)
6. The tedium of the long car journey was alleviated by good music. (Uzun araba yolculuğunun sıkıcılığı iyi müzikle hafifledi.)
7. The tedium of the job was made worse by the lack of recognition. (İşin sıkıcılığı, tanınmama sorunuyla daha da kötüleşti.)
8. The tedium of doing paperwork all day long is mind-numbing. (Bütün gün evrak işleriyle uğraşmanın sıkıcılığı beyin uyuşturucu etkiye sahip.)
9. The tedium of studying for the exam was worth it when I got an A. (Sınav için çalışmanın sıkıcılığı, A aldığımda değdi.)
10. The tedium of running on the treadmill made the time go by slowly. (Koşu bandında koşmanın sıkıcılığı zamanın yavaş geçmesine sebep oldu.)
11. The tedium of the daily commute was unbearable. (Günlük işe gidip gelmenin sıkıcılığı dayanılmazdı.)
12. The tedium of waiting in line for hours was frustrating. (Saatlerce kuyrukta beklemenin sıkıcılığı sinir bozucuydu.)
13. The tedium of watching paint dry is a common expression for boredom. (Boyaların kurumasını izlemenin sıkıcılığı, sıkıntı için yaygın bir ifadedir.)
14. The tedium of the movie made me wish I had stayed home. (Filmdeki sıkıcılık evde kalsaydım keşke dedirtti.)
15. The tedium of the job was offset by the good pay. (İşin sıkıcılığı, iyi maaşla telafi edildi.)
16. The tedium of the book was offset by the interesting characters. (Kitabın sıkıcılığı, ilginç karakterlerle telafi edildi.)
17. The tedium of the lecture was made bearable by the humor of the speaker. (Konuşmacının espri anlayışı, dersin sıkıcılığını tolere edilebilir

hale getirdi.)
18. The tedium of the project was made easier by breaking it into smaller tasks. (Projenin sıkıcılığı, küçük görevlere ayırarak daha kolay hale getirildi.)

19. The tedium of the long flight was relieved by watching movies. (Uzun uçuşun sıkıcılığı, film izleyerek hafifletildi.)
20. The tedium of the daily routine was broken up by taking a spontaneous weekend trip. (Günlük rutinin sıkıcılığı, spontane bir hafta sonu gezisiyle bozuldu.)

Türkçe anlamları:

• sıkıntı
• can sıkıntısı
• monotonluk.