Tank İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Tank İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Tank İle İlgili Cümleler

Tank, Türkçe’de “zırhlı savaş aracı” anlamına gelmektedir. Aşağıda tank kelimesinin İngilizce cümle içinde kullanımına örnekler verilmiştir:

  1. The tank rolled through the battlefield. (Tank savaş alanında ilerledi.)
  2. The tank’s armor was impenetrable. (Tankın zırhı delinemezdi.)
  3. The tank fired its cannon. (Tank topunu ateşledi.)
  4. The tank commander gave the order to advance. (Tank komutanı ileri harekat emrini verdi.)
  5. The tank was equipped with a machine gun. (Tank bir makineli tüfekle donatılmıştı.)
  6. The tank’s tracks left deep ruts in the ground. (Tankın paletleri yerde derin izler bıraktı.)
  7. The tank’s engine roared to life. (Tankın motoru hayat buldu.)
  8. The tank crew trained for months before going to battle. (Tank ekibi savaşa gitmeden önce aylarca eğitim aldı.)
  9. The tank platoon consisted of three vehicles. (Tank takımı üç araçtan oluşuyordu.)
  10. The tank was camouflaged to blend in with its surroundings. (Tank etrafındaki ortama uyum sağlamak için kamuflaj yapılmıştı.)
  11. The tank’s gunner had a clear shot at the enemy. (Tankın topçusu düşmana net bir atış yapabilecekti.)
  12. The tank’s periscope allowed the crew to see without exposing themselves. (Tankın periskopu mürettebata kendilerini açığa çıkarmadan görebilme imkanı sağladı.)
  13. The tank’s commander communicated with the crew through a headset. (Tank komutanı mürettebatla kulaklık aracılığıyla iletişim kurdu.)
  14. The tank’s main gun had a range of several kilometers. (Tankın ana topunun menzili birkaç kilometreydi.)
  15. The tank’s tracks made a distinctive sound as it moved. (Tank hareket ettikçe paletlerinin çıkardığı belirgin bir sesi vardı.)
  16. The tank’s engine required a lot of maintenance to keep it running. (Tankın motoru çalışır durumda tutmak için çok fazla bakım gerektiriyordu.)
  17. The tank’s crew worked together like a well-oiled machine. (Tank mürettebatı iyi yağlanmış bir makine gibi birlikte çalıştı.)
  18. The tank’s driver had to be skilled at maneuvering the vehicle in tight spaces. (Tankın şoförü aracı dar alanlarda manevra yapabilme konusunda yetenekli olmak zorundaydı.)
  19. The tank’s armor protected the crew from enemy fire. (Tankın zırhı mürettebatı düşman ateşinden koruyordu.)
  20. The tank’s presence on the battlefield struck fear into the hearts of the enemy. (Tankın savaş alanındaki varlığı düşmanın yüreğine korku saldı.)
  1. The tank’s gunner took out several enemy vehicles with precision shots. (Tankın topçusu, hassas atışlarla birkaç düşman aracını imha etti.)
  2. The tank’s communication system allowed for clear communication between the crew members. (Tankın iletişim sistemi mürettebat arasında net iletişim sağladı.)
  3. The tank’s speed was impressive for its size. (Tankın boyutuna göre hızı etkileyiciydi.)
  4. The tank’s tracks could handle rough terrain with ease. (Tankın paletleri engebeli arazide kolaylıkla hareket edebiliyordu.)
  5. The tank’s main gun was reloaded quickly by the loader. (Tankın ana topu yükleyici tarafından hızlı bir şekilde yeniden dolduruldu.)
  6. The tank’s appearance on the battlefield signaled a shift in the momentum of the battle. (Tankın savaş alanındaki görünümü savaşın momentumunda bir değişiklik olduğunu işaret etti.)
  7. The tank’s size and weight made it difficult to transport. (Tankın boyutu ve ağırlığı taşımak için zorluğa neden oldu.)
  8. The tank’s hatch opened slowly, revealing the crew inside. (Tankın kapısı yavaşça açıldı ve içindeki mürettebat göründü.)
  9. The tank’s turret rotated smoothly, allowing for quick and accurate aiming. (Tankın kulesi sorunsuz bir şekilde döndü ve hızlı ve doğru nişan alma imkanı sağladı.)
  10. The tank’s tracks kicked up dust as it moved across the desert. (Tankın paletleri çölde hareket ettiği zaman toz kaldırdı.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.