Take Part İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı
Take part – Tanımı:
Take part, bir faaliyete, etkinliğe veya olaya katılmak veya dahil olmak anlamına gelir.
Örnek cümleler:
- I want to take part in the marathon next month. (Gelecek ay maratona katılmak istiyorum.)
- She always takes part in the school play. (O, her zaman okul oyununa katılır.)
- We encourage everyone to take part in the charity event. (Herkesi yardım etkinliğine katılmaya teşvik ediyoruz.)
- He’s not sure if he can take part in the conference. (Konferansa katılıp katılamayacağından emin değil.)
- They invited us to take part in the wedding ceremony. (Bizi düğün törenine katılmaya davet ettiler.)
- The company offered its employees a chance to take part in a team building activity. (Şirket çalışanlarına takım oluşturma etkinliğine katılma şansı sundu.)
- I would love to take part in the cooking competition. (Yemek yarışmasına katılmayı çok isterim.)
- She takes part in the choir at her church. (Kilisesinde koroya katılır.)
- The students were eager to take part in the science fair. (Öğrenciler bilim fuarına katılmak için sabırsızdılar.)
- He has never taken part in a political rally before. (Daha önce hiçbir siyasi mitinge katılmadı.)
- They asked me to take part in the interview process. (Mülakat sürecine katılmamı istediler.)
- We all took part in decorating the Christmas tree. (Hepimiz Noel ağacını süslemeye katıldık.)
- She takes part in a weekly book club with her friends. (Arkadaşlarıyla haftalık bir kitap kulübüne katılır.)
- He couldn’t take part in the game due to an injury. (Bir sakatlık nedeniyle oyunda yer alamadı.)
- The musicians were thrilled to take part in the music festival. (Müzisyenler müzik festivaline katılmaktan heyecan duydular.)
- The charity invited the community to take part in a beach clean-up event. (Hayır kurumu topluluğu bir plaj temizleme etkinliğine katılmaya davet etti.)
- He decided to take part in the dance competition despite his nerves. (Sinirlerine rağmen dans yarışmasına katılmaya karar verdi.)
- They were excited to take part in the outdoor adventure program. (Açık hava macera programına katılmaktan heyecan duydular.)
- She takes part in the recycling program in her city. (Şehrindeki geri dönüşüm programına katılır.)
- The school encourages students to take part in extracurricular activities. (Okul öğrencileri okul dışı etkinliklere katılmaya teşvik eder.)
Take part – Tanımı (devamı):
Türkçe Karşılığı: Katılmak, dahil olmak, yer almak.
Örnek cümleler (devamı):
- She always takes part in the school play. (O, her zaman okul oyununa katılır.)
- They invited us to take part in the wedding ceremony. (Bizi düğün törenine katılmaya davet ettiler.)
- The company offered its employees a chance to take part in a team building activity. (Şirket çalışanlarına takım oluşturma etkinliğine katılma şansı sundu.)
- I would love to take part in the cooking competition. (Yemek yarışmasına katılmayı çok isterim.)
- He has never taken part in a political rally before. (Daha önce hiçbir siyasi mitinge katılmadı.)
- They asked me to take part in the interview process. (Mülakat sürecine katılmamı istediler.)
- She takes part in a weekly book club with her friends. (Arkadaşlarıyla haftalık bir kitap kulübüne katılır.)
- The charity invited the community to take part in a beach clean-up event. (Hayır kurumu topluluğu bir plaj temizleme etkinliğine katılmaya davet etti.)
- He decided to take part in the dance competition despite his nerves. (Sinirlerine rağmen dans yarışmasına katılmaya karar verdi.)
- They were excited to take part in the outdoor adventure program. (Açık hava macera programına katılmaktan heyecan duydular.)
- She takes part in the recycling program in her city. (Şehrindeki geri dönüşüm programına katılır.)
- The school encourages students to take part in extracurricular activities. (Okul öğrencileri okul dışı etkinliklere katılmaya teşvik eder.)
- We should all take part in preserving the environment for future generations. (Gelecek nesiller için çevreyi korumada hepimiz yer almalıyız.)
- The sports team won the championship because everyone took part and did their best. (Spor takımı herkesin katıldığı ve en iyisini yaptığı için şampiyon oldu.)
- The organization is asking for volunteers to take part in a community service project. (Örgüt topluluk hizmeti projesine katılmak için gönüllülerden yardım istiyor.)
- He refused to take part in the illegal activity despite the pressure from his friends. (Arkadaşlarının baskısına rağmen yasadışı etkinliğe katılmayı reddetti.)
- The political leaders urged citizens to take part in the upcoming election. (Politik liderler yaklaşan seçimde vatandaşların yer almasını istedi.)
- The artists took part in a collaborative project to create a mural for the city. (Sanatçılar, şehir için bir duvar resmi oluşturmak için işbirliği projesine katıldılar
Hemen Yorum Yaz