Take Courage İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

27 Mart 2023 admin İngilizce 0

Take Courage İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Courage (Cesaret) Nedir?

Courage, bir tehlike ya da zorlukla karşı karşıya kaldığında, korkusunu yenerek hareket etme gücüne sahip olma halidir. Kişinin korkusuna rağmen kendisini motive ederek, risk alarak kararlar vermesini sağlayan bir duygu durumudur.

Örnek Cümleler:

  1. Take courage, we’ll find a way to solve this problem. (Cesaret al, bu problemi çözecek bir yol bulacağız.)
  2. You need to have courage to pursue your dreams. (Hayallerini takip etmek için cesaret etmen gerekiyor.)
  3. Courage is not the absence of fear, but the triumph over it. (Cesaret, korkunun yokluğu değil, üzerine galip gelmektir.)
  4. He showed great courage in the face of danger. (Tehlike karşısında büyük cesaret gösterdi.)
  5. It takes courage to admit your mistakes. (Hatalarını kabul etmek için cesaret gerekir.)
  6. She lacked the courage to speak up for herself. (Kendisi için konuşmak için cesaret eksikliği vardı.)
  7. Courageous firefighters risked their lives to save others. (Cesur itfaiyeciler, diğerlerini kurtarmak için hayatlarını riske attılar.)
  8. Don’t let fear stop you from being courageous. (Korkunun seni cesur olmaktan alıkoymasına izin verme.)
  9. She had the courage to leave her unhappy marriage. (Mutlu olmadığı evliliğinden ayrılmak için cesareti vardı.)
  10. Courage is what it takes to stand up and speak;
    Courage is also what it takes to sit down and listen. (Ayağa kalkıp konuşmanızı sağlayacak şey cesarettir;
    oturup dinlemeniz için de cesaret gereklidir.)

    11. <

  11. He had the courage to speak his mind, even if it meant going against the majority. (Çoğunluğa karşı gitmek anlamına gelse bile fikrini söyleme cesaretine sahipti.)
  12. The soldier’s courage in battle was truly inspiring. (Askerin savaştaki cesareti gerçekten ilham vericiydi.)
  13. It’s important to have courage in the face of adversity. (Zorluklar karşısında cesaret sahibi olmak önemlidir.)
  14. She summoned up her courage and went on stage. (Sahneye çıkmak için cesaret topladı.)
  15. The hiker needed a lot of courage to climb the steep mountain. (Dağa tırmanmak için yürüyüşçü çok fazla cesaret gerektirdi.)
  16. He showed great courage by standing up to the bullies. (Zorbalarla mücadele ederek büyük bir cesaret gösterdi.)
  17. She admired the courage of the activists who protested peacefully. (Barışçıl protesto yapan aktivistlerin cesaretine hayran kaldı.)
  18. The firefighter’s courage saved many lives that day. (O gün itfaiyecinin cesareti birçok hayatı kurtardı.)
  19. He was too afraid to try bungee jumping, but his friend encouraged him to take courage. (Bungee jumping yapmaya çok korkuyordu, ama arkadaşı ona cesaret verdi.)
  20. The athlete’s courageous effort earned her a gold medal. (Sporcu, cesur çabasıyla altın madalya kazandı.)
  21. It’s important to have the courage to say “no” when necessary. (Gerektiğinde “hayır” demek için cesaret sahibi olmak önemlidir.)
  22. He was able to summon the courage to apologize for his mistake. (Hatayı kabul etmek için