Tacky İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Tacky İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Tacky (Tuh-kee)

Tacky, Türkçede “sınırlı bir zevk anlayışına veya kalitesiz, gösterişli ve uygun olmayan bir şekilde tasarlanmış veya yapılmış” anlamına gelir. Tacky kelimesi, bir şeyin kötü tadını veya uygun olmayanlığını ifade etmek için kullanılır.

Örnek cümleler:

1. The wedding decorations were tacky and cheap-looking. (Düğün süslemeleri gösterişli ve ucuz görünüyordu.)
2. She wore a tacky outfit to the party. (Partiye uygun olmayan bir kıyafet giydi.)
3. The restaurant had a tacky interior design. (Restoranın iç mekan tasarımı gösterişliydi.)
4. His jokes were tacky and offensive. (Şakaları gösterişli ve aşağılayıcıydı.)
5. The car had tacky modifications that made it look ridiculous. (Araba gösterişli modifikasyonlarla donatılmıştı ve saçma görünüyordu.)
6. The hotel room had tacky decorations that didn’t match the overall aesthetic. (Otel odasındaki süslemeler genel estetikle uyumlu değildi.)
7. The party favors were tacky and useless. (Parti hediyeleri gösterişli ve faydasızdı.)
8. The painting was so tacky that it was hard to take seriously. (Tablo o kadar gösterişliydi ki ciddiye almak zordu.)
9. The music video had tacky special effects that looked cheap. (Müzik videosu ucuz görünen gösterişli özel efektlerle doluydu.)
10. The dress was tacky and over-the-top. (Elbise gösterişli ve abartılıydı.)
11. The jewelry she wore was tacky and fake-looking. (Takıları gösterişli ve sahte görünüyordu.)
12. The house decorations were tacky and outdated. (Ev süslemeleri gösterişli ve demodeydi.)
13. The restaurant served tacky, low-quality food. (Restoran düşük kaliteli, gösterişli yiyecekler sunuyordu.)
14. The movie had tacky special effects that detracted from the overall experience. (Filmdeki gösterişli özel efektler genel deneyimi olumsuz etkiledi.)
15. The party had tacky decorations that clashed with the theme. (Partideki süslemeler tema ile çelişiyordu.)
16. The dress was so tacky that it drew unwanted attention. (Elbise o kadar gösterişliydi ki istenmeyen dikkat çekti.)
17. The artwork was tacky and amateurish. (Sanat eseri gösterişli ve amatörceydi.)
18. The house was decorated with tacky, gaudy colors. (Ev gösterişli, gösterişli renklerle dekore edilmişti.)
19. The website design was tacky and hard to navigate. (Web sitesi tasarımı gösterişli ve gezinmesi zordu.)
20. The cake had

tacky decorations that made it look like a child’s birthday cake. (Kek gösterişli süslemelerle donatılmıştı ve çocuk doğum günü pastası gibi görünüyordu.)

Overall, tacky can be used to describe anything that is tasteless, gaudy, or inappropriate. It is a negative term that suggests a lack of refinement or good judgment.