Sword İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Sword İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Sword (Kılıç) İle İlgili Cümleler

Türkçe Anlamı: Kılıç, keskin uçlu ve uzun bir silah.

1. The sword glinted in the sunlight as the knight raised it. (Kılıç, şövalye tarafından kaldırıldığında güneşte parladı.)
2. He drew his sword and charged towards the enemy. (O, kılıcını çekti ve düşmanın üzerine doğru koştu.)
3. The samurai’s sword was a work of art. (Samurayın kılıcı bir sanat eseriydi.)
4. Sheathed in his belt, the sword felt heavy against his side. (Kılıç kınının içindeki, yanında ağır hissettirdi.)
5. The sword’s hilt was adorned with precious gems. (Kılıcın kabzası değerli taşlarla süslenmişti.)
6. The hero unsheathed his sword and prepared for battle. (Kahraman kılıcını kınından çıkardı ve savaşa hazırlandı.)
7. The sword swished through the air as the warrior attacked. (Savaşçı saldırdığında kılıç havada şıpırdadı.)
8. The pirate captain brandished his sword and demanded the crew’s obedience. (Korsan kaptan, kılıcını savurdu ve mürettebatın itaatini talep etti.)
9. The knight’s sword was passed down through his family for generations. (Şövalyenin kılıcı, ailesine nesiller boyunca geçti.)
10. The sword’s blade was so sharp, it could slice through metal. (Kılıcın kılıcı o kadar keskindi ki, metali dilimleyebilirdi.)
11. The samurai drew his sword with lightning speed. (Samuray, kılıcını şimşek hızıyla çekti.)
12. The knight’s sword was forged from the finest steel. (Şövalyenin kılıcı en kaliteli çelikten yapılmıştı.)
13. The sword was handed over to the new king as a symbol of power. (Kılıç, yeni krala güç sembolü olarak teslim edildi.)
14. The sword’s sheath was decorated with intricate patterns. (Kılıcın kını karmaşık desenlerle sü

slendi.)
15. The samurai’s sword was said to be cursed, bringing misfortune to whoever wielded it. (Samurayın kılıcının lanetli olduğu, onu kullanana herkese uğursuzluk getirdiği söylenirdi.)

16. The sword was a prized possession of the ancient king. (Kılıç, antik kralın en değerli varlıklarından biriydi.)
17. The thief stole the sword from the museum, but was caught by the police. (Hırsız, kılıcı müzeden çaldı ama polis tarafından yakalandı.)
18. The sword had been passed down from father to son for generations. (Kılıç, babadan oğla nesiller boyunca aktarılmıştı.)
19. The knight’s sword was engraved with his family crest. (Şövalyenin kılıcı, ailesinin armasıyla kazınmıştı.)
20. The sword was a crucial tool in the blacksmith’s trade. (Kılıç, demircinin işinde hayati bir araçtı.)