Sway İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Sway İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Sway Nedir?

Sway, hareket etmek veya sallanmak anlamına gelen bir fiildir. Ayrıca, fikirleri veya düşünceleri etkilemek veya yönlendirmek için yapılan hafif bir çaba veya eğilim anlamında da kullanılabilir.

Örnek Cümleler:

  1. The tree was swaying gently in the wind. (Ağaç hafifçe rüzgarla sallanıyordu.)
  2. She swayed her hips to the music. (Müziğin ritmine kalçasını salladı.)
  3. The politician tried to sway the voters with his promises. (Politikacı vaatleriyle seçmenleri etkilemeye çalıştı.)
  4. The dancer swayed gracefully across the stage. (Dansçı zarifçe sahnenin üzerinde sallandı.)
  5. The boat swayed back and forth on the waves. (Tekne dalgaların üzerinde ileri geri sallandı.)
  6. The company tried to sway public opinion with its advertising campaign. (Şirket reklam kampanyasıyla halkın görüşlerini etkilemeye çalıştı.)
  7. The wind swayed the branches of the trees. (Rüzgar ağaçların dallarını salladı.)
  8. The coach tried to sway the team’s strategy during halftime. (Antrenör devre arasında takımın stratejisini değiştirmeye çalıştı.)
  9. The baby was soothed by the gentle sway of the rocking chair. (Bebek sallanan sandalyenin hafif hareketiyle sakinleşti.)
  10. The CEO’s speech swayed the investors to support the new project. (CEO’nun konuşması yatırımcıları yeni projeye destek vermeye ikna etti.)
  11. The pendulum’s sway was hypnotic. (Sarkacın hareketi hipnotiktir.)
  12. The strong arguments swayed the jury in the defendant’s favor. (Güçlü argümanlar jürinin sanık lehine karar vermesine neden oldu.)
  13. The boat’s sway made some passengers feel seasick. (Teknenin hareketi bazı yolcuların deniz tutmasına neden oldu.)
  14. The swaying of the bridge during the earthquake was terrifying. (Deprem sırasında köprünün sallanması korkunçtu.)
  15. The teacher tried to sway the student’s opinion with her own bias. (Öğretmen kendi ön yargısıyla öğrencinin görüşünü etkilemeye çalıştı.)
  16. The sway of the political party was declining. (Politik parti etkisi azalıyordu.)
  17. The sway of social media on our daily lives is undeniable. (Sosyal medyanın günlük hayatımız üzerindeki etkisi inkar edilemez.)
  18. The singer’s performance swayed the audience to give a standing ovation. (Şarkıcının performansı izleyicileri ayakta alkışlamaya ikna etti.)
  19. The sway of fashion trends is often influenced by celebrities. (Moda trendlerinin etkisi genellikle ünlüler tarafından belirlen
  1. The sway of emotions can sometimes cloud our judgment. (Duyguların etkisi bazen karar vermemizi zorlaştırabilir.)

Türkçe Karşılıklar:

  1. Ağaç hafifçe rüzgarla sallanıyordu.
  2. Müziğin ritmine kalçasını salladı.
  3. Politikacı vaatleriyle seçmenleri etkilemeye çalıştı.
  4. Dansçı zarifçe sahnenin üzerinde sallandı.
  5. Tekne dalgaların üzerinde ileri geri sallandı.
  6. Şirket reklam kampanyasıyla halkın görüşlerini etkilemeye çalıştı.
  7. Rüzgar ağaçların dallarını salladı.
  8. Antrenör devre arasında takımın stratejisini değiştirmeye çalıştı.
  9. Bebek sallanan sandalyenin hafif hareketiyle sakinleşti.
  10. CEO’nun konuşması yatırımcıları yeni projeye destek vermeye ikna etti.
  11. Sarkacın hareketi hipnotiktir.
  12. Güçlü argümanlar jürinin sanık lehine karar vermesine neden oldu.
  13. Teknenin hareketi bazı yolcuların deniz tutmasına neden oldu.
  14. Deprem sırasında köprünün sallanması korkunçtu.
  15. Öğretmen kendi ön yargısıyla öğrencinin görüşünü etkilemeye çalıştı.
  16. Politik parti etkisi azalıyordu.
  17. Sosyal medyanın günlük hayatımız üzerindeki etkisi inkar edilemez.
  18. Şarkıcının performansı izleyicileri ayakta alkışlamaya ikna etti.
  19. Moda trendlerinin etkisi genellikle ünlüler tarafından belirlenir.
  20. Duyguların etkisi bazen karar vermemizi zorlaştırabilir.

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.