Surreptitiously İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Surreptitiously İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Surreptitiously Nedir?

Surreptitiously, gizlice veya fark edilmeden bir şeyi yapmak anlamına gelen bir İngilizce kelime olarak tanımlanabilir.

Örnek cümleler:

1. She surreptitiously slipped the note under his door. (O, notu fark edilmeden kapısının altından kaydırdı.)
2. The spy surreptitiously collected information about the enemy. (Casus düşman hakkında gizlice bilgi topladı.)
3. He surreptitiously looked at his watch to see how much time had passed. (Ne kadar zaman geçtiğini görmek için gizlice saatine baktı.)
4. She surreptitiously took a piece of cake from the kitchen. (Mutfaktan gizlice bir dilim kek aldı.)
5. The cat surreptitiously crept up on the mouse. (Kedi fark edilmeden fareye yaklaştı.)
6. The thieves surreptitiously entered the house through the back door. (Hırsızlar arka kapıdan gizlice eve girdi.)
7. He surreptitiously took a photo of the document with his phone. (Belgenin fotoğrafını gizlice telefonuyla çekti.)
8. She surreptitiously opened the gift to peek inside. (Hediye kutusunu gizlice açtı, içine göz attı.)
9. The student surreptitiously copied the answers from his neighbor’s test paper. (Öğrenci komşusunun test kağıdından cevapları gizlice kopyaladı.)
10. He surreptitiously turned off the camera to avoid being seen. (Görülmemek için kamerayı gizlice kapattı.)
11. She surreptitiously left the party without saying goodbye. (Veda etmeden partiden gizlice ayrıldı.)
12. The burglar surreptitiously climbed over the fence and entered the garden. (Hırsız çitle gizlice tırmanıp bahçeye girdi.)
13. He surreptitiously took a bite of the cookie when no one was looking. (Kimse bakmazken gizlice kurabiyeden bir ısırık aldı.)
14. She surreptitiously read her friend’s diary when she wasn’t home. (Arkadaşının evde olmadığı zaman gizlice günlüğünü okudu.)
15. The child surreptitiously ate candy from the jar without permission. (Çocuk izinsiz şekilde kavanozdan gizlice şeker yedi.)
16. He surreptitiously listened in on the conversation from behind the door. (Kapının arkasından gizlice konuşmayı dinledi.)
17. The pickpocket surreptitiously stole the man’s wallet from his pocket. (Yankesici adamın cebinden gizlice cüzdanını çaldı.)
18. She surreptitiously checked her phone during the meeting. (Toplantı sırasında telefonuna gizlice baktı.)
19. The teenager surreptitiously snuck out of the house at night. (Genç geceleyin gizlice evden çıktı.)
20. He surreptitiously drank from the bottle when no one was

bakmıyorken şişeden gizlice içti.

Türkçe karşılıkları:

1. fark edilmeden
2. gizlice
3. gizlice
4. gizlice
5. fark edilmeden
6. gizlice
7. gizlice
8. gizlice
9. gizlice kopyalamak
10. gizlice
11. gizlice
12. gizlice
13. gizlice
14. gizlice
15. izinsiz şekilde
16. gizlice dinlemek
17. gizlice çalmak
18. gizlice bakmak
19. gizlice çıkmak
20. gizlice içmek