Surmount İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Surmount İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

İngilizce “surmount” kelimesinin Türkçe anlamı:

surmount, bir engeli aşmak, üstesinden gelmek anlamına gelen bir fiildir.

Örnek cümleler:

1. I managed to surmount the language barrier and communicate with the locals.

   Türkçe: Dil engelini aşmayı başardım ve yerlilerle iletişim kurdum.

2. He had to surmount many obstacles before achieving success.

   Türkçe: Başarıya ulaşmadan önce birçok engeli aşması gerekiyordu.

3. The team was able to surmount the challenges and win the championship.

   Türkçe: Takım, zorlukları aşarak şampiyonluğu kazandı.

4. She needed to surmount her fear of heights to climb the mountain.

   Türkçe: Dağa tırmanmak için yükseklik korkusunu yenmesi gerekiyordu.

5. The company was able to surmount the economic downturn and stay profitable.

   Türkçe: Şirket, ekonomik durgunluğu aşarak karlılığını sürdürebildi.

6. He surmounted his physical limitations to become a successful athlete.

   Türkçe: Başarılı bir sporcu olmak için fiziksel kısıtlamalarını aşması gerekiyordu.

7. The team had to surmount their differences and work together to win the game.

   Türkçe: Oyunu kazanmak için takımın farklılıklarını aşması ve birlikte çalışması gerekiyordu.

8. She was able to surmount her shyness and give a successful presentation.

   Türkçe: Utangaçlığını yenerek başarılı bir sunum yapabildi.

9. The company had to surmount the logistical challenges of delivering products to remote areas.

   Türkçe: Şirket, ürünleri uzak bölgelere teslim etme lojistik zorluklarını aşmak zorundaydı.

10. He surmounted the steep hill and reached the top.

    Türkçe: Dik tepenin üstesinden geldi ve zirveye ulaştı.

11. She had to surmount her lack of confidence to audition for the lead role.

    Türkçe

    : Dil engelini aşması ve yerlilerle iletişim kurması gerekiyordu.

12. The team had to surmount a last-minute setback to win the game.

    Türkçe: Oyunu kazanmak için takım, son dakika bir engeli aşmak zorundaydı.

13. The climbers had to surmount the icy conditions to reach the summit.

    Türkçe: Tırmanışçılar, zirveye ulaşmak için buzlu koşulları aşmak zorundaydı.

14. He surmounted the financial difficulties and established a successful business.

    Türkçe: Finansal zorlukları aşarak başarılı bir iş kurdu.

15. She had to surmount her fear of public speaking to give a presentation at the conference.

    Türkçe: Konferansta bir sunum yapmak için halk önünde konuşma korkusunu yenmesi gerekiyordu.

16. The team had to surmount a strong opponent to win the championship.

    Türkçe: Takım, şampiyonluğu kazanmak için güçlü bir rakibi yenmesi gerekiyordu.

17. She surmounted the challenge of learning a new language in a short amount of time.

    Türkçe: Kısa sürede yeni bir dil öğrenme zorluğunu aştı.

18. The company had to surmount the regulatory hurdles to bring its product to market.

    Türkçe: Şirket, ürününü piyasaya sürmek için düzenleyici engelleri aşmak zorundaydı.

19. He surmounted his fear of failure and took a chance on starting his own business.

    Türkçe: Başarısızlık korkusunu yenerek kendi işini kurmaya cesaret etti.

20. The team had to surmount their fatigue and play their best in the final game.

    Türkçe: Son maçta en iyisini oynamak için takım, yorgunluğunu yenmek zorundaydı.

21. She surmounted the physical challenges of running a marathon and finished the race.

    Türkçe: Maraton koşmanın fiziksel zorluklarını aşarak yarışı tamamladı.

22. The company had to surmount the technical difficulties to launch its new product.

    Türkçe: Şirket, yeni ürününü piyasaya sürmek için tekn